29 Eylül 2009 Salı

28 Eylül 2009 Pazartesi

Yeah Yeah Yeahs - Zero

Ladies and Gentlemen, Karen 'O's gonna fuck you but you'll like it...

Yeah Yeah Yeahs - Zero from Ferdinand on Vimeo.

iCarly


Sırf seslerini merak ettiğimizden iCarly ve diğer çizgifilmleri yabancı dillerinde izleyince insan hayal kırıklığına uğruyor. Mesela Spencer falan daha manyak Türkçe olaraktan. ''Aliens in America''yı ben film sanmıştım ayrıca(Cnbc-e neden reklamını yapmıyorsunuz ki?...) Grotesque'i izleyip Osmik Hanım'a detaylı bir rapor vermem lazım. Ichi The Killer da var. Cevaplar kitabına sordum, ''Sen doktor, Tatarfish'in çocukları da mavi gözlü tatarcıklar olacak'' dedi. Küçük, bilmiş ve sevmişsiz Neville ismin kadar sende salaksın. Screw you!Carly ve Sam'in mal hareketleri beni deli ediyor. Kanal D'de az önce ''Havalar Acaayip'' yazılıydı yeni düzelttiler, okulun ilk günü insanın çevresinde o öyle yazılmaz böyle yazılır doğru yaz kelimeleri tehditleri savuran pankartların olmasının nedeni bunlar. Ve Nathan Kress'e kısa boylu olmanın insanları nasıl uzun gösterdiğini hatırlattığı için bir teşekkürü borç bilirim.(OHA 17 yaşında ve sadece 168)Tamam Jerry Trainor da uzunmuş(188).

27 Eylül 2009 Pazar

The Dandy Warhols - You Were The Last High

I am alone but adored
By a hundred thousand more
Than I said when you were the last (high)
And I have known love
Like a whore
From at least ten thousand more
Than I swore when you were the last

When you were the last high
Igh-igh-igh
Igh-igh-igh

You were awake
And I should've stayed
But wandered
I was only out for a day
Out for a day
It was Chicago for a moment and then
It was Paris and London for a few days
But I am alone but adored
By a hundred thousand more
Than I swore when you were the last

When you were the last high
Igh-igh-igh
Igh-igh-igh
Igh-igh

When you were the last high
Igh-igh-igh
Igh-igh-igh
Igh-igh

I was the first to have spoken
And I said just about
All of the things you shouldn't say
So maybe you loved me but now
Maybe you don't
And maybe you'll call me
Maybe you won't (oh)

So I am alone but adored
By a hundred thousand more
Than I said when you were the last (high)
And I have known love
Like a whore
From at least ten thousand more
Than I swore when you were the last -

When you were the last high
Igh-igh-igh
Igh-igh-igh
Igh-igh

And you were the last high
Igh-igh-igh
Igh-igh-igh
Igh-igh


The Last High from The Dandy Warhols on Vimeo.

Portugal. The Man - Do You (video ve sözleriyle)

do you, do you understand the people that we are?
and do you believe right from the start?
do you see that everybody needs?
do you feel when you're burning in that hell?
yeah, we'll make it here

did you find your fear?
did you find your fear?
did you find your fear?
did you find your fear?

do you, do you fear the marching of the lamb?
do you believe there's loyalty in man?
do you see when others turn away?
do you hear it swimming in that head?
yeah, we'll make it here

did you find your fear?
did you find your fear?
did you find your fear?
did you find your fear?

he came down the from moon
and rained down on all of us
rained down all of us
and everyone was saved
he fell into the sea
just to swim around
just to feel the clouds on the way down
and everyone was saved
everyone was saved
everyone was saved

did you find your fear?
did you find your fear?
did you find your fear?
did you find your fear?

Portugal. the Man - Do You from Ryan Rothermel on Vimeo.

Meine Neue Gitarre: Dorotea <3


Yeni gitarımı elime aldım sonunda! Yarın Pazartesi olabilir, okul başlıyo olabilir ama umrumda değil! Dorotea yla yeni bir yıla girmeye ve yeni sezonu açmaya hazırım. Bir ağaç,sesi bu kadar mı değiştirir? Evet değiştirir..

Hyena'nın Zihin Perdesini Aralıyoruz

Yarın dershanem olduğu halde eğer kalkıp daha 57 dakikalık şarjı olduğu halde ''pilim bitiyo uleyn! Priz yok mu?!'' replikleriyle krize giren sevgili bilgisayarım ve ''o'' tuşu abanılmadıkça pas vermeyen klavyeyle haşır neşir oluyorsam hepsi şu anıyı anlatmak için...

Günlerden bir gün Hyena çocukken(7 veya 8) yaz tatilinde takılmak için favori mekanı olan halasının Pandora isimli(bir şey de normal olsun be) dükkanında peynir-zeytin süper combosunu insanlardan gizli gizli yiyip farkında olmadan o mini buz dolabındaki tüm stoğu tüketirken içeriye giren ''Derya'' kod adlı şahsın elinde tuttuğu Cornetto Taco'yu(ki favorimdi) höpürdetenekten o cam kapıdan girmesiyle dıt dıt dıt diye öten alıcıya dönüşen bendeniz kapının o aralığından dondurmaya kilitleniverir. Sonra ''Derya'' kod adlı şahısın Hyena hariç herkese sorduğu ''x, y, z ister misiniz?''(dondurma da ne kadar paylaşılırsa?) sorusu her seferinde Hyena'nın minik yüreğine giderek daha da ağırlaşan hançer darbeleri gibi inmektedir. Bu sırada Hyena'nın yanağına ufacık tefecik bir damla düşer, onu izleyen arkadaşları Hyena'nın minik ve tombul yanaklarında birleşerek göller, denizler, okyanuslar oluşturur, fırtınalar kopmaya başlar. Bunu duyan yetişkinler(ayrı Dünya'lardayız tabii) n'oldu bu çocuğa tepkileriyle Hyena'nın yanında beliriverirler. ''Neden ağlıyorsun?'' sorusunun cevabı ise çok basittir: ''Dondurmaaaa, herkese sordu bi bana sormadı. İstediğimden değil bana da sorsaydı ya.''. ''Aaa bunun için ağlanır mı hiç?Kalk gidelim almaya.'' der altın sarısı bukleli ve yeşil gözlü überhipersüpersonik adam(bi de Pokemon eğitmeni broşürünü Türkçe'ye çevirseydi idolum olurdu ama neyse). Bir kaç saniye sonra Hyena ağlayarak çıktığı kapıdan daha göz yaşları bile kurumadan geri döner ama o kötü bir yetişkin olmamak için bahçedeki karıncalara bile dondurmasından isteyip istemediklerini sorar, dondurma biter. Hyena mutfağa peynir-zeytin ikilisinin yanına döner ve halen bile zeytin yiyememesinin nedeni olan o mükemmel zeytinlerden ve sanki o zeytin için özel üretilmiş o peyniri öyle bir mutlulukla yer ki, şimdi hatırlayınca bile o çocuksu sırıtış ve gamzeler suratında belirir.

25 Eylül 2009 Cuma

Tatilde paint'le baş başa kalmak




Teyzeme itafen şunu çizdim.
Bundan başka 8 bitlik hayalleri olan bir ahtapotum var artık bilgisayarımda.Paint <3

Reklam İzleyen Bünyenin Düşündükleri

  • Akbank reklamında Kibariye ihtiyacım var 'Hom Sivit Hom' demeye diyormuş. Dumur.
  • Reklam cingılları beynimizde dönüp durur ya aslında çok hızlı bir şekilde defalarca dinlettiklerinden oluyor bu. Pislik Akbaba kılıklı reklamcı deyyuslar.
  • Bi de gözümüzün algılamadığı ama zihnimizi harekete geçiren reklamlar var ki nasıl fena onlar...Annen seni milletin beynini yıkayasın diye mi büyüttü? Böyle şeyler yaptığını bilse yıkılır kadın.
  • Sanal reklam uygulaması vardır derken aslında birazdan beynini harekete geçirmek suretiyle seni tüketim çılgınlığına sürükleyeceğim deniliyor.
  • Selpak reklamındaki kadınlar zamanı durdurup ne kadar kağıt gidecek diye tartışıyorlar ya, daha ne kadar mal olabilirler diye düşündürüyor beni. Hanım pardon da zamanı durdurdun az önce. Mal mısın kızım sen git Dünya'yı kurtar.
  • Turkcell 3G reklamlarındaki 3 kız geri dönsün be özlettiler kendilerini keratalar.Hido o dansı zırt pırt yapmamalıydı. Artık o da 3G kızları kadar nefret edilen bir karaktere dönüştü. YAZIK.
  • Turkcell reklamları genel olarak kötüymüş. Turkcell tavuğu sessizken daha iyiydi sanki ama bu şizofrenik tavuk da iyi. Bilemedim şimdi.
  • Patos Critos reklamları neden hortladı? Cips zaten zararlı, Patos Critos zaten bayıcı.
  • Vodafone reklamı tırt ama Londra ve Londralılar pek hoş.
  • Nike ve Adidas kullanan bir sporcuysanız(koşucu ve futbolcu daha makbul) insan diilsiniz olum siz. Valla bak.
  • Diş fırçası, macunu, türevleri = Kosla Oxi Action ve türevleri = Aynı b*k.
  • Papia pek garip reklamlar vapıyo. Boktan ama garip.
  • Uzay var ya bildiğin uzay varya yukarda olan. Milka Mjoy yollıycakmış seni.
  • ''Alın verin ekonomiye can verin'' reklamını izlerken adama PEDOFİLİ diye bağırma isteği duyuyorum. Oyunculuk da on numara. Kars Kaşarıymış Peh.
  • Yeterince Pantene, Blendax, Head & Shoulders, İpek kullanırsanız Dünya sizi kıskanır ortadan çatlar, magma uzaya akar.
  • Hakkı Devrim adam mükemmel ya.Vodafone da kişilik bölünmesi sezdim ben. Bi Şafak Sezer bi Hakkı Devrim bi Tugay olmuyo böyle.
  • Cani Tefal Annesi bu da sana çiğ verilir mi patates çocuğa insan haşlar. Hem ishal falansa iyi bile gelir öyle tuzlu tuzlu. Bunları da ben öğretmiyim istersen sana.

24 Eylül 2009 Perşembe

Zihin Kaymaları V : Zihindır Kayar


  • saat 02:20
    tarih: 19.09.09(10 gün önce 09:09:09 da bi yazı yazsaydım keşke ama benim o saatte kıçımda pireler uçuşuyor.)

  • Summer Wine(bildiğin strovberis çeris en encıl kis in sipring) dinliyorum Nancy Sinatra ve Ville Valo vokal yapmalılarmış bence ama modern versiyonundaki alt yapıyla.

  • Arctic Monkeys'in Humbug'ına alışabilir miyim dedim ama olmuyor.
    Humbug başka bi grubun olsaydı 4 verebilirdim ama Arctic Monkeys'e puanım 3 ganga.

  • Gülten Dayıoğlu'nun Ganga diye çok mal kapağı olan fantastik bir kitabı vardı. Evlerden ırak olsun.

  • Milleti sahura kaldırmak için uyumuyorum, her türlü fedakarlığı yapıyorum karşılığında saat 9'da ayağa dikiyorlar.Nankörlük bu olsa gerek.

  • Limon ve Şeftali(kaplumbağalarımız) uyurken pek garipler.
    Limon tırsak, Şeftali korkusuz bir kaşif.

  • Yazlıklar son derece garip yerler.
    Bugün plajda(ki orada sadece biz oluyoruz) yağmur yağdı ve tir tir titredim ama mutluydum.

  • Ben bugün MSN'e girdim ama kimseyle konuşmadım.
    İnsan uzun bir süre internetten uzak kalıp sonra 1-2 saatliğine girmeye kalkınca hiçbir şey yapmadan ekrana bakabiliyormuş.

  • Okulların açılmasını istiyorum ama istemiyorum.

  • Sevgilimden ayrıldım çok yalnızım unutuldum hede hödö replikleri külliyen yalan.
    Özgür Olmanın Dayanılmaz Hafifliği.

  • Led Zeppelin çaldığı halde kulaklıklarımı takmıyorum.

  • Ayakta uyumanın ne demek olduğunu bugün Recep Tayyip Erdoğan'da gördüm. Gözünü bile kıpırdatmadan UYUYABİLİYOR!

  • Burda Süleymancık diye bir hayvan var bildiğin sarı kertenkele.
    Süleymancık adının nereden geldiği bir nevi devlet sırrı yaşlı yerliler biliyor sadece onlar da anlatmıyor.

  • Lynx birimiz veya hepimiz ne fark eder.

  • Alın Verin Ekonomiye Can Verin zaten kötü neden benzer sloganlar yaratarak durumu daha da kötüleştiriyorsunuz?

  • Humbug neden böle olmuş ya?

  • Kış gelse uzun uzun kalsa.

  • Bu saatlerde matematik ödevi yapmıyorsanız yapılacak en iyi şey Trt4 izlemek dün Otantik Türk Ekmekleri diye bir belgeselimsi vardı.

  • Klima insanı çarpıyor.

  • Ankara'ya deniz getirsinler.

  • Keşke tüm albümler Day And Age gibi olsa.
    The Killers en sevdiğim grup olabilir.
    Sevmediğim The Killers şarkısı var mı diye düşündüm de ''The World We Live In'' korkunç.
    Utanmayıp klip çekmiş bi de seni kınadım Brandon.

  • Bat for Lashes'ın Sleep Alone'unu bulsaydım eğer Nazlı Yarım Video Çekmiş diye yayınlayacaktım.

  • İbne=Fuck kısa ve etkililer.

  • The Killers güzel lan valla bak.

  • Fuck!, Fuck You!, Go and Fuck Yourself!, Mothafucka!, You and Your Fucking Shit! The Killers'ın da dediği gibi Forget About What I Said.
    Amerika'lıların Fuck'ı varsa bizimde ibnemiz var. Cümle içinde kullanmak gerekirse: ''İbne!'', veya ''İbnesin olum sen!''

  • Franz Kafka'nın babasını araştırma ihtiyacı hissediyorum.
    Dönüşüm'ü Tarantino, Tim Burton'la çeksin. Ben her türlü danışmanlığı yapmaya hazırım.
    Metamorfoz kelimesine ilk duyduğumdan beri yakınlık hissediyorum.

  • APRIL(nazlı yarim numara bilmem kaç) yeni kitap çıkarmış.(ölür biterim)

  • Julian Plenti mi?, Julian Casablancas mı? desen cevap veremez öyle kalır hayatın anlamını sorgularım. Strokes mu? Interpol mü? diyosun sonuçta lafını bil...

  • Bu sabah annem ve teyzem mutfakta yaptıkları yemeklerin kokularıyla havayı yarım saat koklamama yol açtılar. Chanel No:5 halt etmiş.

  • Audrey Toutou(Amelie işte) Coco Chanel'i oynamış Coco Before Chanel'de.
    Amelie Amele gibi ne o öyle. Hiç sevmem zaten.

  • Sadece yarım saat daha ve sonrasında uyku.

  • The Mars Volta ROCKS!

  • Depeche Mode konseri yapılmayacak mı şimdi?

  • Sonic Youth gelse ya.
    Kim Gordon'ı görüyim bi Dirty Boots çalsınlar ben o yolu geri dönmeye razıyım.
    2005 Ankara konseri iptalini duyarlı Ankaralılar unutmadı KİM!

  • Seda Sayan Susma!'da bi bok yapamıyor.

  • Doktor(um) da kalp ameliyatı, doğum, silikon fln oluyo eğlencelik.

  • The Mars Volta - Since We've Been Wrong uzun sakin ama etkili.

  • 02:57 ama daha fazla bekleyemeyeceğim saat 03:00 haberleri sunuyoruz anonsu olsa da defalarca dinlesem.

  • Uyumamak için göbek atmalı mıyım?

  • Doktor kıçıma silikon koy dik ve diri dursun diyebilen bir California'lı adam var. Medeni cesaret.
    East Coast'a geliyorsan o kaslar şişecek o kıllar gidecek. Bitti!

  • Bu yazı yayınlanmasa da olur ama uykum var ULEYN!

  • Nick Cave'in Bunny Munro'su bildiğin sapık.

  • Yasemin Mori Ankara sınırını geç bittin kızım. Seni stüdyoya kapatıcam.
    -''Ben senin Rockstar olabilme ihtimaline karşı Groupie olmuştum Adnan bu bana yapılır mı?...''

  • Kelebek istilası siz tek ve onlar 10+yken hiç hoş olmuyor.

  • Teyzem Kriptonitten yapılmış özel süpürgesiyle uzaylı kelebekleri tek tek avlayacak.

  • The Sound of Animals Fighting ganka.

  • Kank Gang ve türevlerine kılım.

  • Uydurma diller konuşup anlaşmak ayrı güzellik.

  • Bilinç dediğin nedir ki?

  • Bi ton para verilip alınmış eve gelince de bozuk olduğu anlaşılmış oyuncak gibiyim.

  • Yonga kelimesi pek iğrenç. Savaş Yongası var bi de...

  • İnsan müzik aşerir mi ya? Ben aşeriyorum.

  • Acı gerçek ben aslında aseksüelim.

  • Mtv müzik ödüllerini kaçırmışım. Lady Gaga tek üzüldüğüm şey.

  • Spaceman demiş ki ''Everybody look down. It's all in your mind.''
    The Killers, MGMT, Strokes, Interpol,fln neden gelmez ki İstanbullara.

  • Liselerdeki müzik grupları bölünüyorlar bölününce giderek daha komik isimler alıyorlar.

  • Hıyaaaaaat beni nideeeeeeen yoruyosuuuuun?

  • Konyalı Kadın feci şekilde gözümden düştü. Yeni gözdem Habitus.
    Ömür Gedik korkunç derecede hayvan sever.

  • Yaratıcı ve Yok Edici, 2 in 1 genişletilmiş versiyon.

  • Sonic Youth - Anti Orgasm feci güzel.
    Müziğin ve Sayıların dili yoktur.

  • Bir sabah uyandığımda ben de dev bir böceğe dönüşür müyüm acaba?
    Aslında kim dönüşmüyor ki?

  • I just wanna be a nudist.Düşününce insan cıbıl gezse kıçı donar lan. Siz siz olun giyinin.

20 Eylül 2009 Pazar

Bayram Tebriği



Evet gün ışığına inanır saygıdeğer okurlarımız ve canımdan bir parça olan yazarlarımız, bugünün bayram olması dolayısıyla bu yazımı yazıyorum. Hepinizin bayramı kutlu olsun! Küslüklerinizin bu vesileyle sona ermesi dileğiyle... Bir de espri yapıyım. Gold bu sana gelsin 'melike bayram'ınızı kutlar, esenlikler diler.' :D

18 Eylül 2009 Cuma

Kentaro ile Coğrafya Sohbetleri...

Kentaro:

i don't love ny, i love my country osaka.

Goldfish:

i love ankara

Kentaro:

But ankara is bigger than osaka. ankara+ankara+ankara=osaka

Goldfish:

but i love ankara

Kentaro:

osaka beats ankara

Goldfish:

i didn't say bigger is better

Kentaro:

that's not my problem

Golfish:

that's osaka's problem. be man.

Kentaro:

nooo you're lying. that's your problem.

Goldfish:

no. but baby adana beats japan. yes

Kentaro:

mersin eats adana

Goldfish:

please, we all eat adana.

Kentaro:

okay. but mersin's bicibici is more delicious than adana's

Goldfish:

adana beats bicibici so adana beats mersin.

Öylesine

NY

I have never been to NY but I love NY.

17 Eylül 2009 Perşembe

yaylı+piyano=x ==> x=?


Beni tanıyanlar bilir. Ben mimar olmak isterem, günışığıyla yıkanan, yüksek tavanlı, önünden geçerken durup izlemek isteyeceğiniz, yemeyip önünde yatılası, güzel binalar çizmek isterem. Gerçi eski yapılar çok daha hoşuma gider. Kiremitler, kemerler vs. ama bu binayı gerçekten çok sevdim sevgili okurlar.

Julian Beever






















Yıllar yıllar önce kendisini Milliyet gazetesinin haftasonu ekinde görmüştüm(Hyena bak satıyorum şimdi haftasonu eklerinden okuduklarımı ehiehi) Julian Beever kaldırımların en sadık dostu ve onları halka açık sanat eserlerini haline getirmekte. O kadar harika ki yaptığı şeyler önce anlamak için sonra da hayran hayran uzun süre baktırıyor. Bu 'eser'lerinin özelliği tek bir açıdan 3 boyutlu görünmesi. Fakat bu harika ve zekice çizimleri tebeşirle yaptığı için geçici hepsi. Önünde saygıyla eğiliyor ve gerekli linki veriyorum. Ayrıca kendisine Nil Karaibrahimgil'den "Kek" adlı parçayı ve bir çikolatalı kekimi armağan ediyorum.



"insan neler yapar isteyince bu birşey değil düşününce. Bende resimleri görünce kalktım, sana kek yaptım."


16 Eylül 2009 Çarşamba

Daft Bodies

Hyena Antalyalara gidip de bizi burda böyle kendisinden mahrum bıraktı bırakalı, ben özlemimi kara bir kutuya koyup onu denizlere hatta okyanuslara açılması için bizim evin önündeki logar kapağından içeri attım...

Şaka bir yana onu anmak istedim. Keyifle izleyin gari!


http://www.youtube.com/watch?v=bl6RJyZdBSU

15 Eylül 2009 Salı

Gossip Girl

1001 resim, 19 word yazısı ve 50 videodan oluşan 'Atatürk Lisesi' adlı klasörümü gezerken öyle bir resimle karşılaştım ki. Sanırım blogun bi bakıma nasıl yürüdüğünü gösteriyor. Bu kadar metaryal verken korkun benden! Neden mi? Çünkü ben gossip girl, elimde hepinizin bir salaklığınızı belgeliycek şeyleri bulunduruyorum. xoxo.



Ateşe Baca Lazım, Kitaba Hoca Lazım, Bu Bloga Şiir Lazım - 3

Uzun bir aradan sonra sizlerle paylaşmak istediğim şiirlerle yine birlikteyiz. Bugün sevgili Squirrel'in ricası üzerine Necip Fazıl Kısakürek'ten 'Beklenen'i yayınlıyorum.


Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?

..........................................................................................

14 Eylül 2009 Pazartesi

Yanlış Anlamalar -2-


Ben Goldfish, sevgili okuyucular, her şeyi yanlış anlamaya meyilliyim, yanlış anladığım şeyin üzerine espri yapıp kopma yeteneğimle ara sıra alay konusu olabiliyorum. Sorun değil, ama işte ara sıra yanlış anladığım şeyler iç dünyamda büyük yankılar uyandırıp "nassı ya??!" diye dumur etmekte beni. Yukarıda da benle aynı duyguları paylaşan bir kedi.

Bir gün sevgili İnce diye tabir ettiğimiz sevimli ve yüksek sesle konuşmayı seven arkadaşımızla okul koridorlarında yürümekteyiz. Tarihi hatırlamıyorum maalesef. Herneyse. Bu sevimli arkadaşımız benim kimden hoşlandığımı öğrenmeye çalışıyor.

İnce: Hadi goldi, hadi goldi söyle kimden hoşlanıyorsun???(çok meraklı, heyecanlı bakışlar)
Goldi: (içses: nerden çıktı bu şimdi, jellyfayşe benim tek aşkım bilmiyor mu?) Kimse ya, yok hoşlanmıyorum kimseden.
İnce: (inanmıyor, inanmıyor, inanmıyor) E kim o zaman?
Goldi: [işte benim o muhteşem yanlış anlama yeteneğim burada devreye giriyor(Ekin??!!!...Nasssıı yani?!!?!) fotoğrafa bakınız.] Neeaaa??! Ekin nerden çıktı şimdi?? Ne alakaaa?! Niye Ekin o zaman?!
İnce: Neeaaa??! Ekin mi??! Ben demedim ki Ekin diye..! Sen dedinn!! Ekin ha.. Oha!!!
Goldi: Neaaa (Nasssııll?!) Ben demedim! Sen dedin! Ekin o zaman dedin?!!
İnce: kahkahalar...kahkahalar...karşılıklı kahkahalar...
edith piaf: adı üstünde yanlış anlama, bu yazıyı yanlış anlama sevgili okur :D

İçi Dışı Bir İnsanlar

İnsanlarının Türkiye haritası üzerinde bir il gösterirken zorlandığı fakat Orta Dünya'nın haritasını ezbere çizdiği bu 93 tayfasına bayılıyorum. Bu blogun anıdan sorumlu yazarı olarak (sorunlu mu demeliydim acaba) sizlerle birkaç yaşanmışlığı paylaşmak istedim.


Okulumuz katı kurallara sahip ancak yaptırım gücü yalnızca hazırlık sınıfları üzerinde olan ender okullardan biridir. Unutulmamalıdır ki hazırlık okuyarak yaşıtlarını bir yıl geriden takip etseler de onlar da birer insandır. Onlar da siyah pantolon ve mor bluz ile okula gelmek ve müdür yardımcısının üzerlerine dikilmiş bakışlarını takmamak isterler. Gelin görün ki istek vardır fakat sonuç veremez. Britfish, Goldfish ve ben bir gün ertesi gün siyah kanvaslarımızı kuşanıp okula gelmeye karar verdik. Fakat sabah kalktığımda birden bir önceki günki cesaretimin kırıldığını ve o pantolonu giyip okula gitmenin açık bir şekilde 'yemediğini' damarlarımda dolaşan kanımda müthiş bir adrenalin etkisiyle hissettim. Ve de paşa paşa eteğimi giyerek arkadaşlarımı satmanın verdiği yüz kızartıcı etkiyle okula doğru yollandım. Okula geldiğimde gördüklerim ise beni o an şaşkınlıktan ölecek dereceye getirse de sonradan anlatıp yarılmak için yeterince güzel oldu. Britfish ve Goldfish de okul için ideal 'gri' eteklerini giyip gelmişlerdi! :D Kimse de bir diğerine haber vermemiş. Sanırım bu olay bizim beyinlerimizin ne kadar iç içe çalıştığını yeterince açıklıyor. Teknolojiye gerek yok, biz öğrenci psikolojisiyle işi hallediyoruz.

Bu zihinlerin birbirine çakışık yaşaması birbirimiz hakkında birçok konuda önceden hüküm verebilmemizi de sağlıyor. Goldfish ödev yapmaz. Yaparsa o gün bayram ilan edilir, okullar bi gün süreyle kapatılır, öğretmenler nerde hata yaptıklarını düşünürler. Freshairus adlı hocamız (namıdiğer Halime hoca)(hatta tekerlemesi bile var 'a' ları uzatarak lütfen 'Halime hamile haline bakıp da öyle gel') bize bir yeniyıl ödevi vermişti zamanında. Yılbaşı kartı yapıcaktık. (bu olayda hazırlıktayken olmuştur) Ben hocanın olayın üzerinden bir gün dahi geçmeden verdiği ödevi unutması ihtimaline karşı kartımı üzerine bir kardan adam yapmak suretiyle hazırlamıştım. Sorunum Godfish'in bu ödevi yapmayacak olmasıydı...

jelly:hey gold ödevini yapmadın değil mi?
gold: ne! nasıl? ödev mi vardı!!! cnbc-e de şu vardı...bıdıbıdıbıdıbıdı....
jelly: panik yapma.(arkada tuttuğum elimi süper kahramanmışçasına çıkarıp gold'a uzatark) yapmıycağını biliyordum ve ben senin için de bir tane yaptım!
gold: ah ne diyceğimi bilemiyorum. öncelikle beni bu kadar çok sevdikleri için aileme ve bu ödülü bana kazandıran jüri üyelerine teşekkür ediyorum (bunları duymak da güzel olabilirdi tabi:)ama olaylar böyle gelişmedi)
gold: nasıl yani jelly sen beni ne kadar zamandır tanıyosun da ödevi yapmıyacağımı düşünüp benim için yapıp getiriyosun! Bu ne cürret bunu kabul etceğimi sanıyosan yanılıyosun!! ...
İşte o günden beri görüşmüyoruz..Kartı resmen yüzüme fırlattı..Etek olayının üstüne bu tuz biber oldu...
:D Tamam tamam bu sefer gerçek cümle gelsin;
gold: Ah melaykem bitanemsin seni seviyorum muck muck muck!!
Bi işin içinde gold ve ben varsak o olay her zaman mutlu sonla biter.




Bir de birçok yanlış anlaşılmamız vardır bizim. Bu anıya ben 'Yaftalamadan düşün anısı' diyorum:D..
Goldfishle tanıştığımız ilk gün

jelly. alicia keys sever misin?
gold: (kim dedi ya anlamadım ama sorarsam 'salak' ya da 'sağır' der sanırım en iyisi sormamak) ımm hayıır. O da kim ki? (belki açıklar. du bakalım)
jelly: (cahil!) ımmm oldu o zaman
gold: (kendini beğenmiş) ihiihihi!!

Sonra bu taraflar zamanla birleşir...

mosquito: Lord of The Rings'i izlediniz mi?
jelly: (ne ne ne anlamadım yuvarladı yav. gold biliyodur belki du bakıyım)
gold: (ne ne ne anlamadım yuvarladı yav. jelly biliyodur belki du bakıyım)
jelly: (ahanda o da bilmiyo.idare de edemiycez durumu)
gold: (ahanda o da bilmiyo.idare de edemiycez durumu)
jelly-gold: ne? hayır, hiç duymadık.
mosquito: (Allah allah nasıl ya. aman neyse) işte orda şöyle böyle öyle şöyle derken Lord of The Rings ondan bundan şundan gelmiş gitmiş
gold-jelly: hııı biliyoruz yaa!
mosquito: (hı oh salak değillermiş)



Efendim daldan dala atlıyorum ama bu blogda bana 'Aşık olunca söyliycek' ya da 'Şu konuyu anlatmamalısın' diycek bir Semra Hanım olmadığından dolayı ben atlıya atlıya gidicem yine.

Biz 2009 yılı 9-D insanları tezahürat yapmayı severiz. Bir gün bir futbal maçımızda hiç izleyici yoktu. Ben durumun şaşkınlığının beynime gönderdiği şoktan dolayı olsa gerek kendi başıma bağırmaya başaladım. Ta ki...

jelly: laylaylaylaylaylaylaylay laaayy haaaa dokuz deeee!!!!
dışardan gelen uyarıcı melek: şey ımm jelly yav.bu hazırlık maçı. asıl maça sakla kendini istersen ha güzelim?
jelly: (basket sahasından kendisine alaycı bakışlar fırlatan küçük çocukalara göz ucuyla bakarak) kurtar beni görünmez yap!

Bu kadar rezillik sanırım sizi birkaç gün idare eder. Devamı elbette gelicünk :D



Peyk


Bu güzel grubun aşk acısıyla yanıp tutuşurken Dream TV'de gördüğüm "Gidin"iyle farkına vardım diyebilirim. Nasıl güzel sözler, nasıl güzel melodiler öyle. Türkçe güzel birşeyler dinlemek istiyorsanız Peyk bunun için harika. Peyk'in o sakin, derin, insana hüzün içinde umut veren sözleri en çok bana kendini sevdiren. Haklarında en çok bilgiyi de ekşi sözlükte buldum. Uydu demekmiş bir de peyk.
"sulu bir şaka bu hayat, varolan katlanmak zorunda."

13 Eylül 2009 Pazar

Goldfish ile Sophie Ellis Bextor üzerine..


Sevgili neybırım ve hergün neybırlaştığımız insan Golfish ile Sophie Ellis Bextor üzerine..

denshaotoko:

sophiem ruh yüzlüm

denshaotoko:

:)

goldfish:

sophiem mağrur bakışlım

denshaotoko:

ruh yüzlüm uzun bacaklım saf ingilizm

denshaotoko:

hadi uzatalım

goldfish:

hadi

goldfish:

bi dk ama

goldfish:

geniş çenelim

denshaotoko:

ananas dudaklım

denshaotoko:

büyük hakaret oldu bu sanki

goldfish:

hahaha

goldfish:

hayalimdeki saçları kestirebilmiş cesarete sahiplim

denshaotoko:

londralım

goldfish:

yağmur mevsim insanım

denshaotoko:

dancerım bacım songwriterım

goldfish:

jamuraquai (of bu föyle mi yazılıyo)nin müziğini saçma bulduğu güzel gözlüm

denshaotoko:

ahahah

denshaotoko:

jamiroquai

denshaotoko:

jay kay

goldfish:

of yazamadım

denshaotoko:

fecaati

Osmik Ablanızdan...


Evvet! Bugün okuldaki orman kaçkını, ego dağının zirvesinde oturan, yalakalanmayı pek seven, adına fan grubu kurmak istediğimiz bir insan hakkında Osmik Ablanızın görüşlerini paylaşmak istedim. (bırakın beni dedikodu blogu açayım, okulumuzun masum Perez Hilton'u, Madi Clara'sı olayım.) Bu cümle defalarca beynimde yankılanmış, Osmik Ablanızın tespit yeteneğini gözler önüne sermiştir. Bu cümle heyecanla ve o insana karşı duyulan nefretle parlamış gözlerle sarfedilmiştir. we love u.
"O adam da herkesin ilgi alanıyla ilgileniyo, ne ilginç yaa..."

12 Eylül 2009 Cumartesi

Santi White -> Santogold -> Santigold -> Birinci Geleneksel Santigold Günü


Bir zamanlar Philadelphia'da Santi White adında bir kız yaşarmış. Soyadı 'Beyaz' olsa da kendi çikolata siyahlığındaymış. Bu kızımız büyürken tüm türleri beyninde harmanlamış. Santogold demiş kendine.Çalışmış didinmiş, kendini halka sevidirmiş, bir kitle edinip kendi adını taşıyan bir albüm bile çıkartmış piyasaya birbirinden lezzetli baharatları harmanladığı. Ve başlamış Dünya'yı turlamaya... Gel zaman, git zaman bu çikileta renkli kızımız ülkemiz sınırlarında bile kendini gösterip, Linkin Park dinlemeyen kitleye pek muhteşem bir konser de vermiş. Herşey güzel giderken Santogold diye bir altın firması çıkmış ve eğer Santogold ismini kullanırsa kendine dava açmakla tehdit etmiş Santi'yi. Santi için isim değiştirmek kolay olamamış tabii ki. Last.fm'deki o kadar skroplanması, heryerde isminin düzeltilmesi, dahası insanların bunu öğrenmesi gibi zorunluluklar olsa bile ismini Santigold yapmış. Sonuçta isim değişse de değişmese de şarkılar yine aynı insanın ağzından dökülüyor. Hala sihirlerinden zerre kaybetmeden, aynı mükemmellikte insanın içine işliyor. İyi ki varsın Santi.

10 Eylül 2009 Perşembe

Bahtı Karalılar



Evet sevgili Ankaralı okuyucularımız. Duymuşsunuzdur, suyu Kızılırmak'tan gelen güzel ve denizi olmayan şehrimiz sel tehlikesiyle karşı karşıya. Durum böyle olunca tabii ki gözler sürrealist Belediye Başkanımız Melih Gökçek'e dönüyor. Bilirsiniz Ankara'da Melih Gökçek deyince akan sular durur. Kendisi her zamanki gibi soruna yaratıcı çözümler bulmakta, toplumsal yardımlaşmaya dikkat çekmekte ve pratik çözümlerle doğal afetlere karşı tedbirlerini almaktadır. Böyle başarılı bir Belediye Başkanı'nın çocukluğuna inme isteğiyle dolup taştım.


Kendileri kuraklık olduğu zaman şehir dışındaki akrabalarına ziyarete giderlermiş. Sulak yerlerde piknik yaparlarmış.

Sel yaklaştığında ise üst kat komşularına gider; çay ve petibör eşliğinde dışarıda yağan yağmuru izleyip "ankara ne tuhaf, akan sular filan" derlermiş.


Mutlu bir yuva gibisi var mı?


Ve bu yazıya ilham kaynağı olan bağlantılar geliyor şimdi:

1 numara olarak tabiiki Ek$i Sözlük'ten cağnım gofret beynin bir yazısı:

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=ankara%27da+bir+s%C3%BCrrealist+melih+g%C3%B6k%C3%A7ek

2 munarada yine bir Ek$i Sözlük bağlantısı:

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=hayat+ne+tuhaf+vapurlar+filan

3 numarada o efsanevi Facebook grubu

http://www.facebook.com/group.php?gid=31938298395

8 Eylül 2009 Salı

Arctic Monkeys-A Certain Romance(Live)

Kendimi tutamayıp bu videoyu yayınlıyorum gece gece..

Strawberry Swing


Coldplay - Strawberry Swing (Official Video) HQ
Yükleyen wonderful-life1989. - Öne çıkan müzik videolarını izleyin.

Ben bu kliple yatıp kalkarım, Dünya'yı kurtarırım, beni prenses yerine kimler bekler bilmiyorum. Such a perfect day! Tamam tamam anladınız hislendim ben gene. Smiley was here. Now it is gone.

Clint(on) Eastwood


-> Tapılası yönetmen,yapımcı,besteci ve oyuncu Clint amcamın adı aslında Clinton imiş.
-> Gran Torino filminde Kore gazisi rolü oynamış olmasına karşın Clint amca hiçbir zaman Kore ye gitmemiştir. Kore ye gitmek üzere bindiği askeri uçak Pasifik Okyanusu nda düşmüş ancak Clint amca mucize eseri yaralı olarak kurtulmuş. Yapılan soruşturmalar nedeniyle Kore ye hiçbirzaman gönderilmemiş.
-> Clint amcamın sayesinde Gran Torino da 30 milyon dolarlık bütçeyle 268 milyon dolar hasılat elde edilmişti.
-> Clint amcanın 7 çocuğu var ve en küçüğü 14 yaşında. İlginç.
-> Clint Eastwood yaşına rağmen film çekmeye devam ediyor(bunu odunculuk yapmış olmasına bağlıyorum.evet!).

Eğlenilecek Kadın Rolünde Lilly Allen, Evlenilecek Kadın Olaraksa Natasha Khan(Bat for Lashes)

Olgunlarda duyduğum bir konuşmadan bir kesit:

A:They are selling pirate books.

B(ki İngiliz bu): Pirate books? You have so many pirate books here. Why do you like pirates too much?

A:Korsan sandı bu nasıl anlatıcaz.

C:Korsan, korsan, korsan... Buldum imitasyon.

A: No, no they're selling imitation books.(Sıçtım, sıvıyorum, mutluyum.)

D(İngiliz numara 2): Whatever, you're so lucky. We have to go to London to buy books.

Lilly'e saygım sonsuz ama Natasha'ya ölürüm ki ben. Üzülme Lilly'ciğim seni de seviyoruz sonuçta. Belki saf İngiliz olmasaydın daha kolay rakabet ederdin Natasha'yla. Hem sonuçta o da kusursuz değil Natasha ne ya?! Başka isim yokmuş gibi

7 Eylül 2009 Pazartesi

  • The Killers Türkiye'ye gelsin
  • Bilgisayarım bana verilsin. Mutlu mesut yaşayalım.
  • İftar Yemekleri garip oluşumlar olduğundan çok hareketli insanlar bulunmasın çevremde bi zahmet. O ezan sonrası çatal-bıçakla oluşturulan kılıçla birbirlerine ''Allah! Allah!'' nidalarayla dalarmışçasına dalan kalabalık efekti çıkarmaları yeterince zihnimi bulandırıyor.
  • Nick Cave'in kitabını aldım.
  • Goethe'nin Faust'una ''Hııyaaaat Beni Niden Yoruyosun?'' derdim ama Oscar Wilde okuyunca insanın hevesi kursağında kalıyor.
  • ''Dorian Gray'in Portresi'' film yapılsa feci güzel hikaye

Ana Vidovic ve Valse Venezolano no.2 y 3

Karşınızda platonik aşk beslediğim yorulmak bilmeyen parmaklı Ana Vidovic. Veee daha 2 numaralı parçası zarar teşkil eden ama sevgili Ana nın yorulmadan ölümcül o 3 numarasını çaldığı Valse Venezolano. En çok zorlandığım parça bu olsa gerek...


Ana Vidovic - Vals venezuelean nr.2 si 3 de Antonio Lauro
Vezi mai multe video din Muzica

6 Eylül 2009 Pazar

Zihin Korkuları, RUN!


Hyena'nın zihin kaymaları varsa benim de korkularım var. Çakıl taşlarım var atıcünk Hyena'ya. Star Wars ile kendimi dünyaya kapatacağıma Hyena'nın uyarısıyla 1 Merlin, 2 Doctor Who ile korkularımı depreştirdim. Hele o robotumsu hareketleriyle alışveriş merkezindeki zavallı insanlara saldıran güzel giyimli "living plastic" teröründen sonra korkularımı yazmaya karar verdim.


  • Gün gelince tüm elektronik eşyaların özgür iradeye kavuşup tüm insanlığı yok etmesi. Ama öyle terminatör tarzı 'insan oldum hepinizi yerim' şeklinde değil. Mesela telefonun kendi kendine mesaj yazıp istediği kişiye gönderebilmesi gibi. Veya televizyonun kendi sevdiği kanallarda gezinmesi gibi. Çok acayip olurdu. O kadar elektronik eşya var ki... Bu olursa sonumuz gelir bence.

  • Gün gelince plastiklerin de özgür irade kapsamında insanlığı yok etmeye çalışmaları korkutur beni. Düşünsene dururken (bkz: durmak) bir migros poşetinin haşır huşur uçarak kafanıza geçtiğini. Bu geceden sonra bundan da korkarım ben.

  • Hiç tatlı olmayan bir yerde hayatta kalmak. Kalmaya çalışmak. Adıyaman Çiğköftecisi'nin olmadığı bir sokağa girmek. Ovv çok kötü.

  • Fatma Tunaboylu'nun karşısında su içme gafletinde bulunmak. Evet bunu yaptım. Hala korkarım.

  • Bu gerçek bir durum olsa da evet yüzleşmek istemediğim bir gerçekten korkarım. Hayat boyu ağda yapacak olmak. Yaptıkça o kılların fazlalaşarak geri gelmesi. Düşünsene kökünden söküyosun kılı güçlenerek geri dönüyor. Ovv...

  • Bir arkadaşım kulağında kulaklığı karşıdan karşıya geçerken arkasından gelen servisin camları kafasına çarparaktan beyin sarsıntısı yaşatmış ona. Ve bunu düşünürken deniz kenarında balıklama atlamaya çalışan birinin göbek/surat üstü suya acı içinde düşüşünü görünce birkaç sn hakim olamadım kendime. Düşünsene karşıdan son hızda bir ayna geliyor. O korku dolu görüntün büyüyor büyüyor... sonra PAT!! Uyandın. Hastanedesin. Veya balıklama atlayacaksın, o mavilik büyüyerek yaklaşıyor seninle gittikçe küçülen paralellikle. Çok kötü çok. Ama kabul etmeliyim kırmızı göbek/suratla sudan çıkmak daha kötü. Çok kötü.

  • Gece tuvalete kalktığımda elimi yıkarken aynada arkamdan bir takım Samaramsı varlıkların belirmesi (tamam kabul ediyorum düz siyah saçlarımla o Samaramsı atmosferi yaratan ben olabiliyorum ). Saçımı tararken tarağın dişlerinin uzayıp beynime ulaşması. Aman Tanrım! Yaşayan plastikler gelirse beynimi ele geçirebilir bile. Çok kötü.

  • Britney Spears'ın "Hit Me Baby One More Time"ını kendimden geçmiş bir şekilde söyleyip dans ederken birine yakalanmak. Dayanamayıp bunu forum, blog ya da sözlük gibi yerlerde açıklamam. Çok kötü.

  • Elin Brezilyalısına (affet beni Leandro) Arjantin yapımı Muneca Brava(Vahşi Güzel)'yı sormak. Hem de şu şekilde: "i used to watch muneca brava(bak orjinal adını biliyorum karizması). What do you think about Natalia Oreiro?" Diyalogun devamını yazmaya klavyem izin vermeyecek gibi. Çok kötü.

  • Hayatım boyunca Hyena ile interraili sömürüp ülkeden ülkeye zıplayamamak.

  • Günlüğümün okuldan birinin eline geçmesi. "Bengusu aslında..."

  • Sabahları okula gelirken sırf kabarık ve güzel duruyollar diye saçlarımı taramadığımın anlaşılması.

  • Erguvanla 3 günden fazla görüşememek. Farklı operatörlerin insanları olmak. Düşünsene çok canın istiyo arıyosun sesini duymak için sonra kapatıyosun. Kalan kontör: -28. Çok kötü.

  • Hyena'nın susmak bilmez bir halde 5 dk içinde Star Wars'u anlatmaya çalışması. Tüm kritik noktaları söylemesi. Ayrıldığınız vakit söylemeyi unuttuklarını mesajla bildirmesi. En Kötüsü!


Eveet! Ev tamamen boşken, insanların sahur vakti döneceğini bilirken ve rüzgar pencerelerden o huzursuz sesiyle içeri sızarken bu korkuları neden yazdım bilmiyorum. LİVİNG PLASTİC, LAUGHİNG GOLDFİSH, RUN BABY RUN! En büyük korkunuz gülen goldfish olsun. Lanetlidir.

edit: 100. yazıymış bu. Laughing goldfish...



5 Eylül 2009 Cumartesi

Biscolata Starz



Gece 11 lere kadar burun çeke çeke bilgisayar karşısında oturmak bir başka oluyor. Neden gidip yatmıyorum ki! Hayır. Hemen yatamam. Abur cubur dolabından( kendileri ilk yardım dolabımız olup evin en sevdiğim bölümüdür) önce birşeyler bulmalıyım. Karşınızda Şölen den 'Biscolata Starz'. Çikolatalı Bisküvi. Ama altıüstü bisküvi deyip geçmeyin. Şölen bir ilki başarmış diyebiliriz. Hani olur ya dişlerinizi ağrıtan sonra anne dişim çürüdü dedirten şeker komalarına sokan bisküviler! Bu bisküvi farklı bisküvi arkadaş. Hafif tatlı ağızda mekanik parçalanmayla dağılan hoş mu hoş bir ürün olmuş. Şölen e teşekkür ediyorum. Son zamanlarda atakta olan bir firma. Sizde tatmadan geçmeyin derim Kentaro olarak. Ha nerden bulursunuz bilmiyorum. Az yerde sattığı kesin. Bulun işte canım. Güzel dedik ya! :)

2 Eylül 2009 Çarşamba

Kentaro sizlerle..


Sevgi pıtırcıkları yeniden sizlerleyim. Tatil bitti. Güneş gitti. Haydi hayırlısı. Ramadan güzel. Oruç tutun. Bayılın. Yeniden okul, yeniden dersler, yeniden birşeyler birşeyler. Ne kadar da zor geliyor insana. Hep yeniden başlamak. Ama hayat böyle işte. Hep bir çaba ister, sevgi ister, müzik ister. Sağolsun başta Hyena ve diğer ekip üyeleri durmadan sizler için uğraşıp gece yarısı gündüz yarısı demeden yazıyorlar. Goldfish, tatil boyunca tıvaylayt yazını tekrar tekrar okudum. Gerçekten başarılı. Bu kadar da güzel olmaz bir dialog. Hemen ekrana o görüntüleri getiriyoruz. İzleyin..( Ee bulun o yazıyı da biraz karıştırın blogu.)

Sonuç olarak bloga dönmek güzel!

1 Eylül 2009 Salı

Gabriel Moreno




Evvet yine bir ffffound.com buluşu Gabriel Moreno! Özellikle benim gibi kadın çizimlerine bayılan biri için harika eserler. Tişörtlerini bastırmak istiyorum.