30 Kasım 2009 Pazartesi

Başlıksız Bilinç Kayması(6 mı? 7 mi? belki de 5. Bilmiyorum)

  • Flashback Zamanı: Küçükken(4.-5. sınıf) en çok sevdiğim şeyin ayran ve patatesli-peynirli(batdisli-beynirli) börek-gözleme-hamur işi eşliğinde 402 numaralı sınıf izlemekti
  • Polly'e ne üzülürdüm.
  • Aslında onun sayesinde de Litvanya'nın var olduğunu öğrendik
  • Bir saniye 1-2-3'ler den de biliyorduk ki...
  • bir, iki, üçler yaşasın Türkler
  • dört, beş, altı Polonya battı
  • yedi, sekiz, dokuz Alman domuz
  • on, on bir, on iki İtalya tilki
  • on üç, on dört, on beş Ruslar kalleş
  • on altı, on yedi, on sekiz ortada kaldı Portekiz
  • bunun kadar politik bir tekerleme daha bulun domuz gribine, zarta zurta aldırış etmeden öpeceğim sizi
  • Bunları kardeşlerim yüzünden kendimi kapattığım odadan telefonuma yazıyor olmam ayrı muhteşemlik
  • Çinliler laktozu sindirmeye başladığında korkularımın en büyüklerinden biri gerçek olacak
  • Süt kalmayacak diyorum.
  • Doktor Zugiby sizinle gerçek hayatta karşılaşsam çok gülerdim kusura bakmayın
  • Aldığımız 2 puzzledan birini aynı günün akşamına bitirdik. Böyle de açız, hayvanız ... Evet.
  • New York tamalı puzzledaki ''Tommy Tommy Tommy''nin her parçasını bulduğumuzda ''Tommiiiiii'' diye bağıra çağıra zafer turları atmasak da olur aslında

28 Kasım 2009 Cumartesi

Chickens


Jazzer vs. Goldfish

Jazzer:

What if god was one of us?

Goldfish:

I'm busy like god.

Jazzer:

Busy with what?

Goldfish:

blog

writing sth about love

Jazzer:

hmm.. so god has a blog?

Goldfish:

yes. And it's Sunshine Believers :)

27 Kasım 2009 Cuma

Oscar Wilde <3


Bir Garip Ailenin Zihin Kaymaları

Melike Bayram Ziyareti

  • bu yazıyı Hyena, Goldi ve Jelly beraber yazıyoruz.

  • Gold: Jelly bu kitaba bayılacaksın. Bu telefon tam bir şirinlik abidesi. Zamanında çok istemiştim.
  • Hayır bunu yazma!
  • Fatma Teyze: Siz kardeş mişiniz?!
  • Hyena ve Gold: Değiliz ama biz bunu düşünmüştük.
  • İçeriden gelen ses: Yaşı çok mu büyük?
  • Çok güzel uzamış saçları.
  • Ellerine sağlık.
  • Yüzmeye yazıl bi de baskete.
  • Yok yok yenge.
  • Merve çekilirsen çıkacaaz.
  • Bilinç: Hağh nedir? Huğugh nedir?
  • iPhone zil sesi eşliğinde: Caanıııım
  • Allah Çarpsın!(vurgu sonda)
  • Bir tane yani makina çalışmıyo. Eve gittim. Durağa gittik eve geldik.
  • Mutfakta sanki bir hayal gibi(makine sanırım)
  • Ben mutfağa gidiyom zaten. AMA VARYA yemin ediyom yengem 2 kere ordan dönene kadar... Bi çay koyun ordan.
  • Bayramıın kutlu olsun! Kapatıyorum ben aradığıma pişman ettin. Gözüne dizine dursun.
  • Vedatçığım bize de verse...
  • Haydiiiii görüşürüz.
  • Falında Twitter kuşu çıktı.
  • Falında dişlek rockstar çıkan Bonita Barış Manço'yla evlenecek mi?
  • Jelly falındaki Michael Jackson'ın şöhretini mi yakalayacak yoksa onu trajik bir son mu bekliyor?
  • Goldfish yaşıyor mu? Aydınlıktan karanlığa sonra tekrar aydınlığa.
  • Aşçı bahçıvana, bahçıvan evin kızına, evin kızı şöföre, şöför arabaya, sonra hepsi arabaya... bindi.
  • Goldi'nin geldiği her gün falda kurt çıkması bir tesadüf mü?
  • Falda kurt: eve giren dost görünümlü DÜŞMAN. (Ona dost denmez DÜŞMAN denir.)
  • Bayramlarda baklavalar gel bize kalori kalori...
  • Facebook facebook, her gün aradım durdum, facebook facebook, bu kızı ordan buldum
  • Lokomotif Gülşen, çıtı pıtı Birsen, ah bir görsen, cici bici Ebru, esmer Banu, tanışabilsen...
  • Feysbıh<3
  • Gold: Hadi Hyena gidelim. Hava karardırkça kıroların kıroluk seviyesi artıyo.
  • Jellj: Aydıngeri götürcen mi Hyena?
  • Hyena: hmmmm. (Göz kaş burun ağız suraattaki her bi organı oynatarak düşünür)
  • Bonita: E götür Hyena. Getirdiğin gibi götür.(hönk!)

Güzel Bayram Tatlı Bayram


Hey Sunshine Believer! Kurban bayramın kutlu olsun. Bol şeker, çikolata ve harçlıkla geçsin. Harçlıklarla LOMO alalım. Halay çekelim, et yiyelim. Birazdan Jellyfayşemlerin ve Hyenaların kapısını çalıp harçlık toplayacağım. Haydiii bayramlaşmaya...! (Tüm gün dandik Doctor Who izleyen anne ve kardeşi kınıyorum.)

26 Kasım 2009 Perşembe

Paravan Şirket

  • Kendi kendime espriler yapıp ilahi Hyena falan diyorum beynimde
  • Histerik kahkahalar da eşlik ediyor bunlara
  • Hormonlarına kimse söz geçiremez
  • Eskiden olduğu gibi uzun, komik veya eğlenceli şeyler yazamadığım için özür dilerim
  • Hayat insanlık için fazla karmaşık bir oyun değil mi?
  • Soğuğun hakim olduğu, kimsenin sizi tanımadığı bir yere kaçıp orada biraz takılsam ne güzel olurdu
  • Biraz huzur, çok az... Lütfen.
  • Bana en saykodelik gitar rifflerini ver
  • Bana aksak davullarını ver
  • Bana yüreğinden akan sözleri ver
  • Bana öyle bir yer yarat ki...
  • Annem yıllar boyunca kendi dünyamdan ''normal'' dünyaya dönmem gerektiğini söyledi.
  • Sonuç olarak zamanla artan sayılarıyla milyon tane Hyena çıktı ortaya
  • Beni ne kadar tanıyorsun ki?
  • Aşk var mıdır?
  • Varsa bir kere mi çok kere mi yaşanır?
  • Tek mi, çift mi?
  • Baykuşlara, renkli gözlere, geyiklere, anahtar deliklerine olan özel ilgimi saklamaya niyetli değilim.
  • Placebo bana hep eskiden sevdiğim insanları hatırlatıyor. Özellikle Every You Every Me ve Song to Say Goodbye
  • Ichi the Killer aylardır masamda ve sadece yarısını izledim.
  • Last.fm sayfamın açılması kendisine günde 10 kere girmediğim günler aslında bir şey kaybetmediğimi öğretti bana ama olsun ben ona aşığım.
  • The Sound of Animals Fighting birleşip bir albüm daha yapsınlar.
  • Metropolis'i bitirip günlük hayatıma devam etmeliyim bence.
  • Bugün o kadar çok entrika oldu ki. Kader denilen şeyi yazanların çok entrika meraklısı olduğunu düşündüm.
  • Tanrı kavramıyla da problemlerim vardı tam oldu.
  • Televizyonda ''The Tonight Show with Conan O'Brien'' olduğunda altında ''Snoop Dogg'u yakından tanıyalım.'' yazması beni ürkütüyor.
  • Akon ve Wyclef Jean az önce yarı cıbıl(aile koruma şifresi <3)>
  • Bu televizyonda daha neler göreceğim.
  • Bilgisayarımda 11 saattir açık ve bugün kursa ve okula gitmek dışında kayda değer hiçbir şey yapmadım.
  • Önceden bir vampirin gelip beni ölümsüz yapmasını her şeyden çok isterdim. Şimdi kanımın son damlasına kadar savaşırım.
  • Bram Stroker olmasa bugün ne izlerdik, ne konuşurduk acaba?
  • Aramızda kalsın ama Düşüş gerek görselliği, gerek hikayesiyle beni benden aldı. Almaya devam ediyor. Jellyfish'e vermek için neyi beklediğimi gerçekten bilmiyorum.
  • Isırık salak saçma bir vampir filmi ama izliyorum işte.
  • Kan kutsal bir sıvı değil de nedir?
  • Where the Wild Things Are'ın filmi bir türlü vizyona giremiyor.

25 Kasım 2009 Çarşamba

Sonucunu düşünmeden hareket ederseniz...

Hyena adlı yazara göre Ankara'da Kış

  • Ankara'ya kış bi zahmet uğramasın.
  • Hele bu kış gözüme gözükmesin.
  • Belirli günler ve haftalarda kar yağsın(yılbaşı, 27 ocak falan) ona lafım yok.
Bugün hava karardıktan sonra yaşadığım duyguların aslında bugüne özgü olmadığını anlamam çok uzun sürmedi. Ben yılın bu zamanlarında içimdeki hava kabarcıklarının birleşip içeride bir kara deliğe dönüşmesi paranoyasıyla yaşıyorum. Sanki renkler daha soğuk, sözler daha anlamlı, tanıdıklarınız daha uzak geliyor insana. Sanki soğuk insanın damarlarındaki kanı donduracak kadar güçlü. Placebo dinlediğimde hüzünlenip eskiden sevdiğim insanları düşünüyorum mesela ama şu sıralar her seferinde derinden etkileyen şarkı Crystal Castles'dan Vanished. Her nota yüzünüzü yalayarak geçerken sanki sizi kendinizden ve dünyanızdan koparıp başka evrenlerin kapısına bırakıyor ansızın.


MusicPlaylist
Music Playlist at MixPod.com

24 Kasım 2009 Salı

İnternet Çok Garip Vol.4(?) - Megastar



''Tarkan Tevetoğlu, daha çok bilinen adıyla Tarkan, 1991 yılından bu yana yaptığı müzikle yurtiçi ve yurt dışında bir çok başarı elde edip, ödüller kazanmış, 17 milyona yakın plak, kaset, CD ve şarkı satmış pop şarkıcısıdır.Kendisi bir simgedir.

Başarıları nedeniyle Türk basını tarafından «Megastar», yabancı basın tarafından «Pop’un Prensi» olarak nitelendirilmektedir.Kraldır kral''

Bunu yazanın aklı nerelerde(ydi). Tamam bunu düşünüyor olabilir. Peki bunun last.fm'de ne işi var?

Bir Garip Aile 3


beyza: ananee! öğretmenler günün kutlu olsun!
anane: sağ ol yavrum.

evet ananem bi öğretmen değil :)

annem: bonita nerdesin? nerde kaldın?
bonita remedios: ya anne arakadaşlarlayım. kızılaydayız. canımız da kokoreç çekti. gidip bişeyler yicez sonrada nefes'te ezginni günlüğü çıkıyomuş (hı evet jelly kendini gidelim diye yırtarken gitmeyelim yok,seneye. dediğim grup) ona gidicez sanırım. öyle yani
annem: hııı oldu o zaman... yurda geç kalma sakın o zaman...
bonita: hı?
....çat.....

Annem cevabını aldı tabi canım. İlahi Bonita! Bu kızın aklı da bi garip işliyo, anneme günlük planını anlatıyo. Halbuki öğrenci zihniyetiyle düşünüldüğünde bu konuşma şöyle olmalıydı...

annem: bonita nerdesin?
bonita: arkadaşlarlayım anne yaklaşık bi iki saat sonra otobüse binerim. öptüm.
annem: ne iki saat mi! tüh ya kapattı.

Bu arada bütün öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun! Yeni okul başkanımızın yapacağı o ankette hepinizi en birinci seçicem! Sonrada çoraplarımızdan top yapıp voleybol oynıycaz:) Yaşasın eğitimcilik!

Anakara wants me :)

ANAKARA! Ben geliyorum yahu! Tüm hazırlıklar yapılsın. Kızılay beni ayakta beklesin. Hayat biter istekler bitmez. İnsanlar ANAKARA dan kaçar. Peki ya Kentaro? Dini bayramlarda ANAKARA 'YI ziyaret eder. Özler. Sevinir. Tabi arkadaş etkeni de vardır bunda. Hyena, Goldfish, RMTRN, Datarfish.. Yoksa ANAKARA' NIN arkadaşsız geçirilmesi bir felakete dönüşebilirdi elbette. Olsun. Normal insanların yaşaması da ayırır ANAKARA'MI :)

Yöntem'le Başarının Yolunda İlerlerken

Biz bu Sunshine Believers hayvanatları 7/24 beraber olalım diye aynı okul-aynı dersane güzelliğini yaşıyoruz, başarının yolunca yavaş ama emin adımlarla ilerliyoruz. Mükemmel ve çözülemez dinamikleriyle bir 9-D geçmişken başımızdan şimdi 202 diye yeni ve 9-D kalitesinde bir sınıftayız. Haftasonlarını iple çekiyorum. Cumartesi günleri beyaz wayfarerimi takıyor ve rüzgarların arasında, günışığının içinde güzel dersaneme varıyorum.




  • Bir Ecem var ki alıp eve konulası, ders anlattırılası, Çağlayan'la bir odaya kapatıp izlenesi... Her hafta kızdırdığımız tatlı ve klip çeken güreşçi fizikçimize tebeşir doğrultarak "anladın mı yavrrruum?" diye sormak her yiğidin harcı değildir. Erkek olsa n'olurdu bilemiyorum tabi :P

Ekin- bu doğru buradan geçiyor, burası 90 oluyor...


Ecem- seni kim seslendiriyor?


Tercümandır, sınıfın sesidir.



  • Kimya derslerinin vazgeçilmezi Ayşe Hocamız vardır bir. evet. Kafayı yedirtiriz ara sıra. evet. Modülleri çok güzeldir. evet. Çok iyi öğreniriz. evet evet.

  • Algımız vardır bir de. İnsanın bilinçaltına işleme yeteneğine sahiptir. 1 hafta boyunca Hyena ile birlikte Garbage dinlememe sebep olmuştur. Tiyatro alemlerine arka kapıdan girmemizi sağlayacaktır. Hyena, Tatarfish, ben -Goldfish- ve Algı muhabbete dalmışızdır. Geometri hocamız yanımızdan geçerken ara ara duyduğu konuşmalar:

Goldfish- Off off o Pull&Bear'daki tezgahtara ölür biterim. Kasada dururken gözlerimi alamıyorum ondan. Hele o saçları...

...

Algı- O oyun çok güzel. Sürekli yiyişen gay bi çift var. Görmeniz lazım!

...

Hyena- Adamın kaslarını görmeniz lazım! New York'ta yaşıolar tabi...

  • Kantinde pitos var. Kavurmalı bile var. Oha!
  • Sinan'ın ders arasında söyledikleri dinlemeye değer. Kesinlikle.
  • Matematik dersinde uyuduğunuz anda Vedat, Haydii Soruya Bak! mekanizması devreye girer. Devreler yanar. Vedat Hoca bir şey anlatmaya başladığı anda fen liselerine, derin matematiğe (vedat hocaya göre çarpanlara ayırma sığ bir konudur mesela, olasılık ise çok sağlam ve derindir. Trigonomoetri en baba konulardandır. Adam mesleğini seviyor.), askerliğe, delikanlılığa ve bahsettiği çoğu konuya bakış açınız değişir.
  • Kızlar tuvaleti hiç boşalmıyor ama o ayrı.
  • Tm'lerdeki rekabet hiçbir yerde yok. E grup 6 kişi. (eskiden 5 ti. (bkz: bu yaşamak değil)) Birisi de Derya olunca gerilim ve rekabet tırmanıyor, kahverengi saçlar ve elma bir fenomene dönüşüyor.
  • 201 bizle muhatap olma. Üvey evlat muamelesi görücez sizin yüzünüzden. sSessiz şeyler sizi!
  • Acıkılınca cümbür cemaat Ormancı'ya gidilir.
  • Dersane güzel, dersane gidilesi, dersane ödev verdi, ama özledim.

Pursuing Dreams


23 Kasım 2009 Pazartesi

Portugal. The Man - Lay Me Back Down

Bu herifler New York'lu olsa nasıl olurdu acaba?

Portugal. The Man "Lay Me Back Down" from Portugal The Man on Vimeo.

Ankara - Türkiye - Dünya - Samanyolu - Evren falan

  • Ankara bebeyim çok asosyal gördüm seni bugün.
  • Zamanında annemi dinleyip Almanya'da kalmalıydım.
  • Halo! Ich bin Hyena und system funktioniert nicht
  • Şu aşağıdaki zımbırtıyı nasıl olur da 3 senede öğrenemem?
  • Por qué = neden, porque = çünkü. Vale. ahora me pregunto por qué?
  • ''¿'' bunu yukarıda kullanmamamın yegane sebebi nereye koyacağımı bilememem.
  • Almanca bilmediğim halde konuşabiliyorum. Ne güzel.
  • Bu yazıyı yazmaya başlamamın sebebi Glastonbury'e bu sene The Rolling Stones, Bob Dylan ve U2'nun çıkacak olmasını haber vermekti...

21 Kasım 2009 Cumartesi

Hey Jude



Beatles harikadır! Evet bazı insanlar beğenmese de (misal hyena, o Coldplay de sevmez zaten.) Beatles şarkıları kalbimin sesidir. Sözlerin yalınlığı güzelim melodilerle öyle büyülü oluyor ki her ana uyuyor şarkı. Melankolik şarkıyı neşeliyken, hareketli bir şarkıyı üzgünken dinleyip, sözlere eşlik ediyor ve sonuç olarak mutlu oluyorum. Beatles mutlu ediyor. Hüznü de neşesi de mutlu.
Geçen gün Hyena'nın o magnifiğk fotoğraf arşivini karıştırırken (Hyena da pek magnifiğktir, belirtmeden geçmeyelim) şöyle bir ffffound kılıklı resme rastladım. "Let's put it on our blog" dedim ve işte Sunshine Believer!




20 Kasım 2009 Cuma

MJ in the year 2000


MJ 2000'de böyle gözükseydi Pop'un Kralı olması bile onu çekici kılmazdı.

Ps: Tıkanmış ve yazamıyor oluşumuz bu anlık 'Sadece Fotoğraf Hafta Sonu'nu tetiklemiş olabilir tabii ki ama o kadar çok resim var ki bunları kullanabileceğin yazıların hiçbir zaman yazılamayacağı düşünüldüğünde arada ''sadece resim'' manyaklığı yaşanabiliyor.

Pac-man


17 Kasım 2009 Salı

Zeus

Özgür Ruhlu Öğrenciler

Test sınavlarının aksine klasik diye tabir ettiğimiz o cağnım yazılı sınavlar bizim en sevdiğimiz sınavlardır Sunshine Believer. Özelikle Din Kültürü ve Edebiyat derslerinde Türkçenin ve hocaların esnekliği özgür ruhlarımızı açığa çıkarır. Lisede öğrenim gördüğümüz 3 sene içerisinde Türk eğitim sistemi şu gibi cevaplarlr muhatap olmuştur, olacaktır.

* Level: 9

Ders: Edebiyat

Ö.R.Ö.: Britfish

Alınan Puan: 2 (tam puan)

Soru: Belli bir yazarı olan, milleti etkileyen bir olay etrafına gelişen destan türüne yok artık denir.

Buna feeling the blanks denir.


*Level: 9

Ders: Tarih

Ö.R.Ö.: Goldfish

Alınan Puan: 10 (tam puan) That's what im talking about

Soru: Türklerin göçebe yaşadığı dönemde toprak ağalığının olmasının sebebi nedir?
Soru fotokopide değişime uğramıştır. Sorunun aslı "olmamasının sebebi nedir?" şeklindedir.

Cevap: Uzun uzun düşünülür, soru karşıdadır, gariptir ama cevap bulmak gerekir. Hukukçu geni devreye girer...
Uygur Türkleri zamanında Maniheizmi benimsemiş ve inanış gereğince yerleşik yaşama geçmişlerdir. Tarımla geçinmeye başlayınca toprağı verimli olan aileler işçi çalıştırmaya başlamışlardır. Böylece verim daha çok artmış, gelirler yükselmiş, tarlalarda daha çok işçi çalıştırılmaya başlanmıştır. Böylece Türklerde toprak ağalığı ortaya çıkmıştır.

Sıkmak, bir tarafından sallamak bu kadar olurdu herhalde. Sanırsın adam tarımla uğraşan göçebe değil holding büyüten patron. Yerim olsa gelir-gider tablosunu çizecek halim de varmış gibi sanki... Ama tam puan almışım, yaşasın sıkmak.


*Level: 10

Ders: Edebiyat

Ö.R.Ö.: Goldfish

Alınan Puan: Henüz bilinmiyor.

Soru: Alp Er Tunga Öldi mu? ... (gerisini biliyorsunuz) burada geçen bir deyimi bulup açıklayınız.

Cevap: Deyim: feleğin öcünü alması
Yazar yazmaz ki o bir şaman, o bir kam, o bir baksı Alp Er Tunga'nın ölümünü kaderin bir cilvesi, feleğin öcünü alması olarak görmektedir.

Kaderin bir cilvesi...
* Level: 9
Ders: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Ö.R.Ö.: Goldfish
AlınanPuan: 0 (bu cevaba bu puan...)
Soru: Peygamberimiz Hz. Muhammed'in en büyük mucizesi nedir? açıklayınız. (miraç)
Cevap: Yüce peygamberimizin (!) en büyük mucizesi tüm zorluklara rağmen kitleleri peşinden sürüklemesidir (ki bu zorluklar hafife alınacak gibi değildir. örneğin açlık, sefalet, karna taş bağlamak, tüm Mekke'nin düşmanlığı, sıcak çöl iklimi vb.) İnandırıcılığı, kararlılığı, ikna kabiliyeti ve lider ruhu sayesinde İslam hızla yayılmıştır. İnandığı şey için savaşmıştır. En büyük mucizesi bence budur. Hem Türkler kitleler halinde Müslüman olmuşlardır.
Bu cevabın tek kabul edilebilir yanı bence diyerek en azından açık kapı bırakmış olup bu cevabın ahmaklığını hafifletmiş olmamdır. evet. Bunu okuyunca sanırsın o bir peygamber değil bildiğin Rockstar. Kitleleri peşinden sürüklemek ne büyük mucizedir. Tamam bunu yazdın da neden ikna kabiliyeti diyorsun? Siyasetçi sanki. Anladığım kadarıyla o zamanın koşulları da derinden etkilemiş olacak beni (açlık felan) hiç hafife almamışım yani. Bu arada... Türklerin kitleler halinde Müslüman oluşuna getirilen en mantıklı açıklama "uu beybi yeni bi din buldum. Kapın kopuzları, alın kımızları, Müslüman oluyoruz." idi. Hala 'kitle' mevzuunu çözemedim.

16 Kasım 2009 Pazartesi

İnternet Çok Garip -4- Siz Zaten Arkadaşsınız




Last.fm'de arkadaşınız sizi ekler siz de doğal olarak 'kabul et'e tıklarsınız ama bu ekranda hemen görünmeyeceğinden sizin olmadı bu be diye düşünüp tekrar basmanız halinde ahanda bu çıkar karşınıza.

14 Kasım 2009 Cumartesi

It's NOT me, It's YOU!

''Bazen içimdeki bir oyukta, tam kalbimin olması gerektiği yerde bir canavar olduğu, arada sırada dışarıya çıkarak tenimin her santimetrekaresini ele geçirdiği, beni kendimi doğru olmayan şeyler yapmaktan alıkoymayan bir hale koyduğu santısına kapılırım. O şeyin soluğu yalan doludur ve hınç kokar.''
Jodi Picoult - Cam Çocuk

Goldfish ile saçmalama üzerine-İnan

' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
açılmıyor
sen burdan sor bakalm merak ettim
denshaotoko:
YALAN SÖYLÜYORSUN!
' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
açılınca cevaplayayım blogdan
kesn binayla ilgili dmi
denshaotoko:
yalaaaaaannn
' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
valla açılmıyo
denshaotoko:
neyse açınca görücüksin

' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
hmm
meraklandım iyice
peki ozmn açınca görüyüm
sölicek gibi değilsin?
binayla mı ilgili? D:
denshaotoko:
meraklanmana gerek yok. sadece bir soru
AMA MERAKLANMANI İSTİYORUM AJHAHAHAHAHAHAHHHAHAHAHAHAHAHAHAHAHA
KÖTÜLÜK İSTİYORUUUUM
' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
amacına ulaştın dostum
denshaotoko:
DAHA FAZLA MERAK DAHA FAZLA HEYYYYAAAAACAAN

merak edecek birşey yok
masum bir sorucuk

AMA MERAKLANMALISIN
MERAKIN SENİ SARDIĞINI HİSSEDİYORSUNN

' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
hahaha
yok geçti merakım
amaç meraklandırmak olunca...D:
denshaotoko:
merak merak merak
MERAKLANMALISIN
AMAN TANRIM
GÜCÜMÜ KAYBEDİYORUM!
DOMESTOS! AAAA
pardon o yanlış reklamdı..
peki
artık çıkmalıyım
bana gerçekleri söyle bengi sadece gerçekleri
yalana tahammül edemiyorum anlıyor musun?
' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
anlıyorum anlıyorum
sna sedece gerçekleri söyleyeceğim inan
denshaotoko:
İNAN da kim?
yeni sevgilin mi yoksa
' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
inan evet benimle çıkar mısın dedi
çıkarım inan ded,m
denshaotoko:
YALAN SÖYLÜYORSUN YALAAAN

şimdi sadece gerçekleri söyle
PEKİ SEN.. PEKİ.. PEKİ SEN HİÇ.. PEKİ SEN HİÇ MERAK ETMİYOR MUSUN?
' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
geçti


denshaotoko:
YİNE YALAN SÖYLÜYORSUN
HERŞEY BİTTİ

' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
yoo

inan
doğru
denshaotoko:
İNAN YALANDII

NEYSE
ARAMIZDAKİLER BİTTİĞİNE GÖRE GİDEBİLİRİM
' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
inan
inan
yalan değil
merak etmiyorum
denshaotoko:
BİR DAHA SÖYLE!!

' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
merak etmiyorum
denshaotoko:
BÜYÜK HARFLERLE SÖYLE!
' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
MERAK ETMİYORUM

yalann söylemiyoruumm
şak kendime tokat attım burda
hahaa
denshaotoko:
SESLİ HARFLERİ ÇIKARTARAK SÖYLE!
' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
MRK TMYRM
ahaha
denshaotoko:
ARTIK İNNIYORUM
BUNUDA YAPTIN DEMEK
SESLİLERİ ÇIKARDIN HA

şu işi seslendirmeli yapsaydık keşke skeç yapabilirdk

' [b] ؟? вєηg[/b] | goldfish | sunshine believer:
ahaha bencede ya
bunu kaydet
bloga yazarız
denshaotoko:
temam

Uçan Mutlu Tuğla

Geri dönmek üzere uçup gitmek istiyorum. Ankara'dan Adana'ya uçmak istiyorum. Oradan Jellyfayşem'le Sinop'a, Tatarfish'le Eskişehir'e de uçabilirim. Portakal mevsimi de yaklaşıyor. Salın beni Akdeniz Bölgesi'ne...

13 Kasım 2009 Cuma

Hastalık Hastası

Molière'in oyunundan bahsetmiycem tabiki :D. Öncelikle belirtmek isterimki domuz gribi değilim. Hyenacığım sağ olsun yaklaşık Atatürk Lisesi bahçesi kadar büyüklükteki bir alanda iki kişi bir voleybol topuyla futbol oynamaya çalıştık. İşin kötü tarafı ben Hyena'nın kalesini yanlış anladığım için hyena ayağımla vurarak attığım tek golümü de saymadı. Franjit olmuşum efendiler. boğazlarım da kanayacak kadar kızarmış... Bütün gün boyunca televizyon karşısında yatmanın verdiği mutlulukla birden iyileşiverdim ve internete giresim geldi. Hasta olunca bana bir haller oluyor. Bütün uyku ve uyanıklık hallerimde beynim matematik problemleriyle uğraştı, çarpmalar bölmeler toplamalar çıkarmalar yaptı ve çarpanlara ayırdı. Hayatımdaki her şey sanki birer çarpanmış da ortak çarpan parantezine aldığım zaman her sorun sonuca ulaşacakmış gibi hissettim. Aklımın hasta olunca çok daha hızlı çalışıp da uyku halinde dahi matematik çözebilmesi inanın hiçbir zaman işime yaramadı. Aldığım her nefeste de şaşarım bu kadar soruyu üretip çözen beynim neden beni hala süper dahi filan yapmadı diye. Tabi bunlar da kader kısmet işi.

Milli Eğitim Bakanlığı ve Türk televizyonu bir uyum içinde çalışmalı bence. MEB tatil verdiğinde televizyonlardan Seda Sayanmış Su Gibiymiş gibi programları kaldırmalılar. Bugün kanalları gezerken 'Su Gibi'de yaklaşık 60 yaşlarındaki bir teyzenin 70ine merdiven dayamış müzik öğretmeni emeklisi amcaya sorduğu soruyla zaten dumur oldum. Kadın adama 'MTV izler misiniz? Beyonce dinler misiniz? Michael Jackson diye bir fenomen vardır bilir misiniz?' dedi. Adamda 'Yok efendim dinlemem MJ'i bilirim ama ben Türk musikimizin güzel eserlerini dinlerim.' diye karşılık verdi. Kanalı değiştirdim.

An gelip de kaderdaşlarım, okuldaşlarım saat 4 de okulup terk edene kadar ben hasta yatağımda acı çektim durdum.. 8 saat okula katlanmak için oldukça uzun bi süre. Okulda domuz gribi oldum diye saygı duruşunda duran bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum :D (Ama olmadım lütfen beni pazartesi okula almamazlık filan yapmayın:)) Bu arada CINE5 'Andy'nin Nesi var?' ve 'Bratz' yayınlıyomuş. İzlenesi. Yalnız Bratz kızlarının ve oğlanlarının hepsi aynı anda aynı adımlarını atmasın ve kalçalarını sallamasınlar lütfen. Hadi kızları anladım da o erkeklerin kıvırması gereksiz geldi bana.
Umarım tez zamanda iyileşirim de böyle küçük çizgi diziler ve matematik soruları üzerinde bu kadar çok düşünmeyi keserim. İşte aynen fotoğraftaki gibi hissediyorum. Rica etsem beynimi bi çevirttirip içine sokabilir misiniz?

12 Kasım 2009 Perşembe

Religions of the World

SUNSHINE: sh*t happens, let's put it on our blog

Birkaç tanesi tartışmalı tabii.

11 Kasım 2009 Çarşamba

Dün Söylenmesi Gereken Söz


''İnsanlar adları son kez anıldığında gerçek anlamda ölürler.''

8 Kasım 2009 Pazar

Offf-Pufff

Ders çalışmak benim için değişken bir aktivite. Biyoloji çalışıyorsam zevkle, şarkılar söyleyerek, kuşlar-böcekler ile matematik çalışıyorsam off-puff'la, "ayrılmıyo bu çarpanlarına yeaaa" diyerek ve en sonunda soruyla karşılıklı bakışarak çalışıyorum.



  • Kahve yapılır. Dersin etkisi kahveyi yener erkenden uykun gelir.

  • Beatles dinlenir. Help çalmaya başladığı anda koparsın. "Heeelpp! I need somebodyy, Help! Not just anybodyyy.." diye yardım dilenirken şifa bulursun.

  • Birilerine bir şey sormak için mesaj atarsın. Sonra derslere dönmemek için bilinçaltı farkında olmadan muhabbete başlar, dersi unutursun.

  • "Bir ekşi sözlüğe bakayım" gibi masumane bir fikirle bilgisayara 10 m yaklaştıktan sonra ffffound-> twitter-> blog-> ekşi diye gider. Ekşiden sonra kalkamazsın. (şu anda blog aşamasındayım görüldüğü üzre)

  • "Hmm. Cahillikler kitabında bu konuyla ilgili bir şeyler vardır (!)" fikriyle yola çıkarsın. O gece kitap biter.

  • Edebiyat testi çözerken bir paragraf seni çok etkiler. Düşüncelere dalarsın, hayaller kurarsın bir bakmışın sabah olmuş.

  • Silgiyle bir şeyler silerken gözlerin ellerine takılır. "enaaam tırnakları ihmal etmişim" düşüncesiyle gider maniküre başlarsın.

  • Cnbc-e de film başlar, dizi başlar...

  • "Bi gidip bi çay koyim." düşüncesiyle mutfağa yönelirsin. Çıkamazsın. Göbek yaparsın.

  • Annen gelir odaya yeni aldığı bluzu/eteği/ayakkabıyı/çorabı/sepeti/otu/boku gösterir. Yorum yapmaya başlarsın, o yorumlaşmaların sonu hiç gelmez. Konu Bihter-Behlül'e gelince anlarsın sözün bittiği yerdesindir.

  • Duş alman gerektiğini hatırlarsın.

  • Ders çalışmam lazım Sunshine Believer.

  • offf-pufff matematik, polinom, ayrılmayan çarpanlar, türev, soruyla Bihter-Behlül ayarında uzun bakışmak, en sonunda Şehrazat kıvamına gelip inekleşmek, ardından Yaprak Dökümü'ndeki Leyla gibi içli içli ağlamak istemek, onun yerine Necla gibi mal mal suratını ekşiterek hayattan soğumak... offf-puff... My name is Burhan Altintop.

7 Kasım 2009 Cumartesi

Bir Garip Aile 2

bonita: hey jelly bu hafta senin yazılı haftan değil mi?
jelly: evet öyle
bonita: peki neden çalışmıyosun?
jelly: her gün yaptığım düzenli tekrarlarım bugün çalışmama gerek bırakmadı.
bonita: bu tekrarları içinden mi yapıyosun bitanem? hayır yani bilgisayara geçmediğin zamanlarda sana masa başında rastlıyamıyorum da...

Neden bu kadar eziliyorum? Bonita! Sözüm sana! Benimlen polimiğe girme, beni yorma, hukukçu ol, davalarına bak! O kadar.
Bu resimde görmüş olduğunuz şey ise remedios'un parmaklarından 'bambi' yansımalarıdır.

Secret Lifes and Loves of Turkish Teenagers

Lise öğrencisi olup bir de üzerine ergen olmak yetmezmiş gibi bir de çeşitli bonus track'ler var hayatımızda(SBS, YGS, LYS...) gelin bu çok bilinmeyenli denklemlere göz atalım...
  • X Y'yi sever ama Y yüz vermez.
  • Her okulda bir çok cool A vardır. Herkes onu sever ama o gider Ğ gibi hiç alakasız biriyle(ne cool, ne güzel, ne zeki biri) çıkar. Diğer ünlü harfler buna çok şaşırırlar.
  • K ve L gibi kendi halinde takılan iki kişi aslında birbirleri için yaratılmışlardır ama sadece geometri onları birleştirir. Sonuç olarak olsa olsa arkadaş olur bunlar.
  • D, E ve F bir üçgenin güller açan kankalarıyken aralarına bir Ağırlık Merkezi(G) girer bir bakarsınız üçgenin içinde olmuş size iç teğet çemberler.
  • Y kişiliğinden dolayı iki kişiden de aynı anda elektrik alabilir, hoşlanabilir hatta sevdiği yanılgısına kapılabilir. Ama bu iki kişiden biri olurda Y'ye yazarsa Y apışıp kalır. Git-gellerde boğulur.
  • B'ler ömürlerini beklemekle geçirirler sonra sırasıyla bir O bir de K eşliğinde normal (zaman zaman mutlu, çoğu zaman sıkıntılı) memur hayatı sürerler.
  • Her şeye, herkese sahip olmaya çalışan M'ler vardır ki... Hepimiz bıraksan öyle oluruz ama işte kader kısmet
  • Sürekli başa alan O, başa almayı yarı yolda reddedip yoldan çıkan C'yle takılmaya başlarsa zamanla bir parçasını kaybeder. O'ların en büyük hatası istemsizce çekildikleri girdaptan dal, ip, halat dahi uzatsanız çıkamalarıdır. ''O''nlar o tek kişiyi hayatlarının aşkı falan sanırlar.
  • Ü gibiler mutluluğu Ñ gibi uzaklarda ararlarsa sonuç %99.9 hezimet olur ama %100 değil kesinlikle. %99.9
  • Göründüğü gibi olmayan adamlara dikkat ediceksin arkadaş! X gibi tek karakter yazılıp 3 ses birden veriyorsa bi adam yavaş yavaş uzaklaşacaksın o limandan...
  • Bir tarafları kaldırılıp Kaf dağlarına çıkarıldığından kasım kasılan adamlar vardır ya(burayı okuyucunun hayal gücüne bırakıyorum)
  • Amerikan gençlik dizi/filmlerinde görülen o beyinsiz sporcu milleti normal okullarda bulunamamasının nedeni çekici gelen o koca tek harfli ceketler ve aptal sarışın ponpon kız takımının bulunmamasıdır. Olsa bu iki tür içgüdüsel olarak mutualist yaşama geçiş yaparlar.
  • Nerede Mantık, Nerede Millet, Nerede Devlet? diye bitirmek olmayacağından annemin sözleriyle bitiriyorum ''Bu yaşlarda insanlar mal olur.Beyni işlemez.''

6 Kasım 2009 Cuma

Ruh Halime bir Haller Oluyu-1

Aslında Hyena çakması bir başlık. Ama birşeyler saçmalamaya ihtiyacım var sanırım. Bugüne kadar kendimi yedim. Hiçbir derdim yoğ iken ortaya sorunlar problemler engeller çıkartabilen bi insanım(idim). Ama tabi bunu değiştirmeye karar verdim. Bugüne kadar hiç şöyle demedim kendime 'Niye kendini yeme ihtiyacı hissediyorsun? Bırak başkaları yesin kendini. Herşeyi takma.' Tabi bunu düşünmemi sağlayan kuzenime ve İzmir halkına teşekkür ediyorum. Önemli olan kendi başarım. Biraz bencilce gözükse de şu an bulunduğum ortam içerisinde normal buluyorum. Gerek mekan gerek zaman. Bu arada, ben asosyal bi kişilik değilim. Hiçbir zaman da olmadım. Sadece insanlar normal değil. Veya normal dediğimiz toplum normlarının altında. Niçin sorunu kendimde aramalıyım? Belki de etrafımdaki insanlar sorunludur. Belki de şüphelerimizden şüphe etmemiz gerekir. Kusura bakmayın. Felsefe dersinin zararlı yönleri yoktur diye kim demiş. Septisizm o tarz bir yargıyla son noktasını koymuş durumda bende..



Röyksopp - Remind Me

İç Çamaşırı Sorunsalı


İnsanlar seksi olmak istiyor Sunshine Believer. Dikkat çekmek istiyor. Celebrity olmak istiyor. Tamam hadi itiraf edelim hepimizde birazcık dikkat çekme isteği var (bir tek ben itiraf ettiğimle kalacağım gibi geliyor ama neyse :D) Çok aşina olduğumuz bir kültür ki Amerikan kültürü. Bunların bir ünlü camiası var, iç çamaşırı giymiyorlar. So hot! (Perez Hilton tavırları takınmaktayım) Frikik vermekten asla çekinmiyorlar. Milyon dolarlık alış-verişler yaparken papparazzilere yakalanıyorlar (bu sırada fonda Lady Gaga çalsın), milyon dolarlara çıplak fotoğrafları yayınlanıyor dergilerde. Sadece bebeklerinin fotoğrafları bile milyon dolarlara satılıyor. Milyon dolarlarrr... Ama sevgili Sunshine Believer bir de bizim ünlülerimiz var ki... O celebrityler milyon dolarlar verseler bizimkiler gibi olamaz. Hayır olamazlar. Mümkün değil. Bakın İstanbul Büyükşehir Belediyecisi Kadir Topbaş bir açıklama yapmış, frikik vermeden, çıplak fotoğraflar çektirmeden, ağzından kaçırmış gibi yaparak laf arasında seksi olmayı başarmıştır... İç çamaşırı giymiyormuş... Hayır yani fanila, atlet filan giymiyormuş. İçiniz fesat Sunshine Believer. Yapmayın kuzum. :)
Goldfish izle ve dinle artık şu şarkıyı ayol :D

Alicia Keys - Doesn't Mean Anything from vimeoLuv on Vimeo.

5 Kasım 2009 Perşembe

Herkesi Aşağılayabilme Gibi Gizli Yeteneklerim Vardır Aslında


Dışarıdan bakıldığında sırıtık biri gibi görünebilirim ama içeriden baktığında da öyle görünürüm hatta gelip burnun değecek kadar yaklaşsan bile sonuç değişmez belki...

Örneğin Yemekteyiz'e katılsam ve eksili sistemleri de olsa tüm yarışmacılara puanım ''0'' olurdu. İlla açıklamamı isterlerse de baygın bakışlarımla bakaraktan, ''İyi tarafların vardı ama kötü taraflarında vardı(burada iki el terazi kefeleri gibi eşitlenir) sonuç SIFIR. Kusura bakma.''

Daha kötüsü Leonardo da Vinci'nin annesi olsam bugün ne Mona Lisa ne de şu mükemmelsimetrikadam olurdu(diğerlerini saymıyorum bile). Nedeni ise çok basit Floransa'da da yaşasa da ev kadını ev kadınıdır(zaten o dönemde başka ne olacaksın?) temizlik yapmak ister(aslında pek ahlaklı bir meslekle uğraştığı söyleniyor ama). Oğluşunun odasını temizlerken birde ne görsün? Tersten yazılmış notlar, çizimler, zart zurt... devlet memuru tipli saçını süpürge etmiş anneye çok gelir bunlar, dayanamaz daha da kötüsü anlayamaz ve tarihi değiştirebileceğinden habersiz tipik azarlama sözcükleri dökülürken ağzından bir sanatçı, bir bilim adamı, sokakta zıpır okulda başarısız çocuğa dönüşür...

Döneminin insanı ol(a)mayan Burcu(Floydian)'ya adanmıştır... İyi ki doğmuşsunuz efenim... Bol ''s''li günler...

3 Kasım 2009 Salı

Them Crooked Vultures - ''Mind Eraser, No Chaser''


Them Crooked Vultures'ın albümüne 2 hafta kaladıursun, albümden dinleyebildiğimiz ilk şarkı ''Mind Eraser, No Chaser'' oldu ki linki ahanda burada http://usershare.net/gmg3wb0n5rpx

Klibi falan çıkarsa o da burada olur zaten sevgiili Sunshine Believer...


Ps: Zaten iTunes'dan bedava dağıtılan bir parçanın burada olmasında bir sakınca yok bence...
Pps: Üstteki resim aynı zamanda albüm kapağı...

2 Kasım 2009 Pazartesi

"Im sorry" "yek yea"


Merhaba Sunshine Believer. Bu akşam bu muhteşem bloga giriş yapmadan önce en favori dizilerimden Two and a Half Men'i izledim. Bu bölümde iri kıyım ve öfkeli bir zencinin vurdumduymaz Charlie'ye ağlayarak içini döküşünden sonra balık kafamda bir takım karşılaştırmalar yapmaya başladım. İzlediğimiz diziler, dinlediğimiz şarkılar, okuduğumuz çoğu kitap batılıların ürünü genelde. Yok yok yanlış anlaşılmasın yozlaştık efenim, batının ahlaksızlığını aldık, özenti olduk, kültürümüze sahip çıkmalıyız gibi üzerinde şimdi bahsedeceğim meseleden çok daha uzun durulması gereken konulara girmeyeceğim.

Asıl bahsetmek istediğim dertleşmeler. Ne zaman bir dertleşme, depresyona girmiş umutsuz insan sahnesi izlesem "Ne kadar soğuk ve duygusuz insanlarsınız?!" diye içimden içimden şaşmıyor değilim. Belki sadece ingilizceden kaynaklanıyordur bilmiyorum ama o sahnelerden birine tanık olduğum anda izlediğim şeyden soğuyorum. Bi yabancılaşıyorum uzaklaşıyorum. Adam çok dertlidir. Esas kahramanımıza bir yandan sorununu anlatmakta bir yandan içini çeke çeke ağlamaktadır. Esas kahraman sakince dinler. Ardından: "I'm sorry. Let me take you home..." hiç olmadı gider dondurucudan 2 kaşıkla beraber ice-cream getirir. (İnsan mısın? Adam karşında hüngür hüngür ağlıyor. Üzgünüm dedin tamamda bi yorum yap, bi akıl ver, durum analizi yap, onu dinlediğini ve sorununa kafa yorduğunu göster azcık. Hiçbirini yapamadın bi sarıl, gözyaşlarını sil. Adam karşında ağlıyo sen "I'm sorry" diyosun. O adam da sorry.) Sonra 2. olarak şaşırdığım şey ağlayan dertli insanımızın sanki karşıdaki çok derdine ortak olmuş gibi bi minnettarlıklar, bi "you saved my life" tripleri, gidip yastığına anlat ona ağla daha iyi yani. Bizim kızlar tuvaletinde veya sınıf ortamında bi ağlayacak, dertlenecek olsan 30 kişi birden seni bağrına basar, ilerleyen 30 gün sana göz kulak olur, seninle beraber söver, erkek meselesiyse hemen bir girl power ruhu oluşur. Valla acıyorum bu dizi-filmlerdeki dertli insanlara. Psikoloğa gidiyorlar sonra aman Allah'ım! Tüm psikologlar mı British aksanıyla konuşur? O güzel aksanın hatrına dinliyorum soğuk soruları. Gelin yavrularım, sizle şöyle "hayaaat beni neden yoruyosuun?" nidaları eşliğinde dertleşelim, Adıyaman'da etsiz çiköfte yiyelim. O dondurmalarla geçmez hayat. (Şu anda sanki asıl benim teselliye ve dertleşmeye ihtiyacım varmış gibi geldi. Kişiselime bir "offf :(:(" yazsam yeter listede kimse üzgün smileylerini esirgemez benden. Sanırım yardıma istiyacım var... (!))


Ha birde şu "I'm sorry" mallığından biraz daha söz etmek istiyorum. Lütfen daha samimi, daha az ağza tıkılası kalıplar bulun. Lütfen yapın bunu.


- How is your brother?
+ He is dead... (caanımm)

- I'm sorry...-sessizlik- (bir başın 'sağolsun'un yerini tutabilir mi bu samimiyetsiz I'm sorry? So What?! diye cevap veresim gelir benim.)

Them Crooked Vultures Albüm Tarihi


Them Crooked Vultures'ın beklenen albümünün tarihi açıklanmış pek sevgili Sanşayn Bılivır 17 Kasım'da son süper grubun ilk albümünden nameler dolduracak evlerimizi hadi hayırlısı...


Geçtim onu da bu yazı 200. yazı aslında ama böyle iki satırlık bir şeye kurban gittiği için de pek koydu neyse...

Resim koyarım bende...
Resmin adının da Nosfiş olduğunu ayrıca belirtirim... Sonu da çok feci bitiyor Niv Muun falan hikaye ne varsa eskilerde var...

Bir Garip Aile

Hyena'nın ailesi kadar olmasın baya geniş bir ailem vardır. Özellikle bu zamanlar bütün aile iç içe gezmeye ve evcilik vari bi bize bi onlara gidip oturmaya pek bi alıştık. Hadi hayırlısı. Bizim aile yemeklerini bilen bilir (goldfish bilir) yemek yenen masada Aşk-ı Memnu'dan fırlama bakışmalar döner. İnsanlar birbirine çaprazdan laf atar. Diğerleri ne dedi bu yahu diye atışır. Genelde sevgili kuzenim yemekleri eleştirir ve ortam o an gerilir. Ananem yaptığı her şeyin arkasında durup onun derslerinden ve çalışma düzeninin bozukluğundan dem vurur filan. Onlar bu tartışmanın içindeyken bizler (yani aile üyelerinin geri kalanı ve gold gibi misafirler) her 'kavgada bile söylenmiycek' sözde bakışırız. Ara sıra da çok komik diyaloglar geçer. Bugün bunlardan birini yazmak istedim.

Efendim şu günlerde gündem domuz gribiyle çalkalanıyor malum. Her kanalda, nasıl korunabileceğimize dair bilgi veren doktorları görmek nasip oldu. Ailecek bütün o programları da kaçırmadan izliyoruz hani. Birisi domuz gribi sözü duyduğu anda kırmızı alarmı çalıyor ve bütün aile eli bulaşıkta olan üyeleri de dahil elini ayağını işinden çekip televizyonun başına koşuyor. Artık bu durum da yavaştan sıkmaya başladı. Özellikle dikkat etmemekle yargılanmak ayrı bi sorun benim için. Bu akşam yemek masasında yediğim biberin ferahlatan etkisiyle gözlerimden yaşlar geldi ve burnum aktı. Peçete istedim ve...

ananem: ah ah çok ihmalkarsın jellyfish. kesin okulda öpüyosundur sen herkesi. Bulaştır evladım bulaştır bize de getir. Ah görüyo musun sen şunlarıı... Zaten tiyatro da yapıyolar kesin iyice yakınlaşıyolardır bulaşıyodur tabi. Ah ben napıyıımm..
jellyfish: Of ananem ne yapabilirz ki tiyatroda. Gidip oturuyoruz. Aşk-ı memnu çekmiyoruz ya....

Çeksek de güzel olurdu hani. Nihali olıyım o evin kedisi köpeği olıyım. Hyena'yı Adnan Bey'in ezeli rakibi olan o hin adam yapsak ne güzel olur yahu. Hatta hyena için Aşk-ı Memnu'nun senarist ekibine girip olaya bir de jüri üyesi ekliyebilirim. Zaten olay aslından uzaklaşabilceği kadar uzaklaşmış. Evin hizmetlilerinden birisi güzellik yarışmasına katılıp jüri üyelerinden birine gönlünü kaptırıp onunla kaçsa... Bir de onun hayatına tanıklık etsek bence dizi bir şey kaybetmez.



Bunlarda iyice evli çifte bağlamışlar. Nasıl bi fotoğraf nasıl bi poz bu nasıl Bihter, bu ne kılıbık Adnan bey?! Hayatımda gördüğüm en çiftetelli karaktere sahip dizi karakterleri... (açıklaması sanırım gold'dan gelse daha doğru olur :)) 'Ben Edward'ı Herry Potter'dan beri severdim diyenlere inat ben de Beren Saat'i şu yıldızlı mıldızlı bi ismi olan tiyatro yarışmasından beri sevmezdim demek istiyorum.

1 Kasım 2009 Pazar

Hey Hey You You I Wanna Be Your...


Şu yukarıdaki dizelerin geçtiği şarkı 3 sene önce tüm bir senemizin içine etmiştir... O dandik sözlere ve klibine kanıp pembeyle kurukafaları buluşturduğu tarzı seven biz dönemin OKS'ye hazırlanan ev baba grupları Linkin Park olaraktan çok sevmiştik o duygu yüklü şarkıyı. Valla bak insan OKS döneminde bir kafayı yemişlik, bir ne yapacağını bilememezlik içinde kıvranıp duruyor. Neyse ki o zaman ne feysbuk vardı ne bir şey. Şimdinin çocuklarına bakıyorum da...
Nereye varmak istediğini kestiremeyen ben bu yazıyı canım Türkiye'mizde(TRT'den Gezelim-Görelim tarzı bir program teklifi aldım da...) ateşli partilerle kutlayanların da olduğu geçmiş(göreceli bir kavram tabii Amerika'da hala kutlanabilir...) Cadılar Bayramınız sağlık ve esenlikler getirsin diyor yeni gelen Kasım ayınında sınavlarınızdan güzel notlar, okulunuzda/dershanenizde gelişen beklenmedik olaylar, hoşlandığınız insanlardan sevgi belirtileri almanız(bazen ne dediğimi bilmiyorum) dileklerimle...

Tam bunu bitirdiğimde ''Sunshine Underground - Wake Up''ın çalması bir işaret midir?