
30 Ağustos 2009 Pazar
The Dandy Warhols - Blackbird

29 Ağustos 2009 Cumartesi
Zihin Kaymaları 4(Gece Yarısı Saçmalıkları)
Saat 3:35 olmuş olabilir sorun değil benim için zerre uykum yok ama basılmam dahilinde yiyeceğim azarı engellemek için uyuyo numarası yapmak için çok uygunsuz yerde oturuyorum vesselam. Uyumuş taklidi yapmak konusunda hepinize meydan okuyorum Keseli Sıçan gelse ağzı açık kalır, o denli iddialıyım. Gelelim 'Zihin Kaymaları' bölümüne.
- New Yorklu bir manyak olsaydım, kehanet teorileri üretmek için Manhattan'da bi falcı açar 10$lık tanıtım fiyatından kahve falı bakıp, New Yorkerları sömürerek köşeyi dönerdim.
- Cartoon Network iğrenç bi kanal geceler boyunca sadece çizgi film izliyorum. Favorim Camp Lazlo'daki salak(daha ziyade korkak) Hintli fil Raj. Hiç acımam yirim.
- Saat 4:35 ve Cartoon Network'te Samurai Jack var. Jack gururuna yenik düşmeden Aku'yu yenerse iyi. Aku da pek kuul hani.
- Placebo aşkım tuttu ama gecenin sultanı Regina Spektor.
- Regina'nın That Time'ı felaket bi şarkı 61 kere dinlemişim hala dinliyorum. 'Onu hatırladın mı?', 'Bunu hatırladın mı?' derken zaman su gibi akıp gidiyor.
- 4:36 Ezan okunuyor. Regina biraz sessiz sedasız çalacak.
- Yekta Kopan'la Burcu Esmersoy'un programı kalkmış mı ne? Ntv'de sadece Yekta Kopan var programın ismine bakmalıyım ama Burcu Esmersoy'dan dem vuracağım. Doğan Medya Center'da bu kadının saçaklarını düzenleyecek bi Allah'ın kulu yok mu ya? Tamam sarışın mavi gözlü falan ama bir zamanların el süpürgelerinin telleri senin saçından daha düzgündü bea.
- Uykusuz'un 2. , Penguen'in 7. yaşı bugün aldım yarın okuyacağım. Cumartesi sabahı erken kaldırma teşebbüsünde bulunursa biri kafasını gözünü dağıtabilirim.
- Aku çok karizma lan. Valla bak. Sümsük bi doktora sövüyo şimdi. Adamın labaratuarını(nasıl yazılıyo bu be) patlattı adam Jack'e geldi. Çizgi filmde Pembe Dizi rüzgarları mı esiyo? Aku Jack'in eskisi miymiş de sonradan kıskançlık krizine girip Jack'i yersiz yurtsuz bırakmış.
- Beynimden çıkabilecek her türlü şeyden korkuyorum.
- Normal insanlar gibi rüya görmediğim için şanslıyım, beynim 12-13 yaşları dolaylarında bu özelliğini bloke etti sanırım. Rüya görebilmek için yarı uykuluyken geri uyumam gerekiyor. Bu hafta 3 rüya gördüm hepsi birbirinden saykodelik(Reyhanca: Pisişidelik).
- Jack nüdist midir ki? Boyuna cıbıl. Hayır,bu bölümde değil genelde.
- Arkadaşım Maymun'u(bkz: My Gym Partner's a Monkey) pek sevdiğimi söylemiş miydim?
- Beynimde Daddy Cool çalması bi işaret midir acaba?(I'm crazy like a fool. What about Daddy Cool?)Babamda pek kuuldur ama. Neyse...
- Post Blue çalarken Senden Başka'yı söylüyorum.
- Jack çok sikici bi savaşçı. Valla bak.
- Neden bi aile oğullarına Ed ve Edd isimlerini koyar? Kavram kargaşası bu kadar mı sevilir? Çocuklar neden birbirlerine 'Tek D'li' ve 'Çift D'li' diye hitap eder.
- Jack bir numaraysa, kılıcı onyüzbinmilyon baloncuk yutmuş kız.
- Kafayı yediğimi mi düşünüyosun? Başlığa bakmış mıydın? Bunun gibi 3 yazı daha var.
- Samuray Jack'in sonu çok boktan. Amaçsızca izlemiş hissiyatı veriyo lönk diye bitiyor.Yine olsa yine izlerim.
- Umarım Powerpuff Girls vardır diye düşünürken, Scooby Doo olduğunu öğrenip yıkıldım.
- Johnny Bravo'nun beynide kasları gibi şişik olsa ne hoş olur. Biz Coni'yi hiç spor salonunda görmedik, doğuştan mı bunlar?
- Scooby Doo'da hep aynı bok ısıt ısıt getir. Powerpuff Girls olsaydı keşke. Buttercup'ın Erkek Ftmalığını özledim, Bubbles da var. Favorim Bubbles.
- Hayır, alkol veya uyuşturucu kullanmıyorum.
- Manyaksapıkhayran kitlem var mıdır acaba?
- Scooby'le Shaggy'yi yemiş yemiş sıçamamış olarak adlandıramadan damar tıkanıklığından giderler mi?
- Beyzbol Türkiye'de neden popüler değil ki? Esentepe'yi beyzbol sahası yapsınlar.
- Curling, amaçsız gözüksede aslında güzel. Eurosport Curling maçlarını yayınlasın. Almanya'yı tutuyodum sanırım en son. Gönlüm Kanada'nın ama Curling'de kim kazanıyosa onu desteklerim, hiç acımam. Çalış seni de destekliycem söz.
- Daphne mordan başka renk giymeli. Çizgi filmlerdeki insanların sadece tek bir kıyafeti mi var? Arada değiştirsenize.
- Shaggy mal ama seviyorum. Fred uyuz.
- Neden 'ESKİ Dostum' denir ki? Adam karşında hödük.
- Soysuzlar Çetesi yerine Adi Pislikler diyorum mutluyum.
- İnanırsak olur bence.
- 34 madde olmuş hayvanlığıma şaşırdım.
- Çok Şey Bilen Adam'ın ismi bile müthiş.
- Pulp Fiction'a bakındım, bulamadım, sinirlenip çıktım Dost'tan.
- Watchmen'in özel Dr. Manhattan ve Rorschack'li versiyonları var Dost'ta görünce dayanamıyorum. Sana benden başka gözler bakmamalı Ror. Yakında bizim evdesin.
- Pulp Fiction'ı onyüzbinmilyonuncu kez izlemiş gibiyim.
- 5:05 ne bok yiyosam burda.
- Msn'e bakalım. Benimle beraber 5 küçük domuzcuk var. Güzel. Ne bok yiyolarsa?
- Sonu belli olan lanet filmlerden nefret ediyorum. Dandik Türk Dizileri izlemekten iyidir.
- Kaç dizinin senaryosu Selena kadar yaratıcı ve düşündürücüydü ki?
- Son bölümlerde Hades değişmişti ama olsun. Burak'ın dudağının üzerindeki iğrenç pembe sivilce-yara-uçuk olabilecek şeyden iyidir.
- Eski Culuglardan kim kaldı ki?
- 05:12 Sukubiii Dubiiiiiii Duuuuuuu bitti. Powerpuff istiyodum ama 'Mike, Lu ve Og' varmış o da olur.
- Oruç tutmak için fazla uyuyorum sanırım.
- Sahur'a kadar değil odam hoş bi görünüm kazanana kadar uyumuyorum ki, uyumuyorum işte odamın o hali bana kış sabahlarını hatırlatıyor.
- Salı günü dershane başlayacakmış. Onlara bir çift lafım var Fak Yu.
- Lilly Allen'ın Fuck You'sunun klibi pek güzel.
- Tori Amos 'Lady Gaga sabun köpüğü' demiş. Tori bacııım sen çift cinsiyetli misin ki Lady Gagayla aşık atıyon? Jimmy Eat World dinleyip Seda Sayan izlemenin zararları...
Bonus Maddeci Geldi Aaanım(+50)
- New Yorker her yerde New Yorker.
- Buz Devri'ndeki Sid'e ölürüm ben. Hanım hanım onlar benim yavrularım! diyişi beynimde Usain Bolt gibi hızla dönüyor.
- Kadın olmak zor zanaat. Cinsiyeti toplumun yaratmasıysa ilginç.
- Denizanalarının beyni yok bence onlar öyle mutlu. Bizde mi denesek?
- Mike, Lu ve Og da volkan patlıyor. Favori karakterim Kaplumbağa Lancelot oldu.
- Sorumlu arayan insanlar %50 kibirli, %50 haklı, %100 kızgın ve sinir bozucular.
- Karadeniz'de Keçi gibi Tırmanma(Yayla) Turuna 6. kez giden bi enayi vardı. 10'a tamamlamış. 'Madalya verdiler mi?' diye sordum 25'ten sonra ordan ev alacak parayı bayılmış oluyomuşsun. Buzul Göl'de kıçın donsun diyip engelledim.
- Feysbık'ta ben buralara gittim diyip Louvre'da piramitlerin üzerine oturan zihniyetin kafası iyi miydi?
- Hazırlık Mevsimi açılıyo feci heycanlıyım. Giderek daha mal oluyoruz gibi. Nevzat bizi neden bıraktın baboli? Nedim'i de alsaydın.
- Spider-Man'in iğrenç çizgi filmini izleyesim var.
- Lu kız olan sanırım. Evet oymuş. Götünü çok kaldırmışlar. Prensesim ben diye geziniyor.
- South Park izlerken babam Stan'i ve Cartman'ı ciyaklamakla suçladı. Sesleri cidden sinir bozucu(kırılan cam efekti). Allah'tan Kenny çok konuşturulmuyor.
- Limewire'ı sildim. Gönlümü Mediafire, Megaupload ikilisine kaptırdım. Rapidshare gelip geçici bi hevesmişsin sen üzgünüm.
- Rapture'a bass çalacak adam lazımsa geliyim dedim hala cevap bekliyorum.
- Lancelot Maraton'u kazandı. Lancelot Cool!
- Yer misin, yemez misin? Yetmez mi?
- Camp Lazlo varmış. 05:36. Raj'ı görüciim. Mısır gevreğimi alıp geliyorum. Yedim Bitirdim. Raj Samson'a canımın içi dedi. <3
- Kanadalı Somonlar Curling oynadılar. Geleceği mi görüyorum?
- Raj'a ölürüm ki ben. Somonların dilinde piercing niyetine kanca var. Salmon Cool!
- Sanırım kardeşimin kahvaltısı olacak mısır gevreğinin sütünü içtim. Lanet. Ben oruç tutacaktım.
- Raj muhteşem ya. 05:46. Ayıyı da seviyorum ama onun adı yok.
- Uzaylılar güzel değilse gelmesinler.
- Jet-pack sistemi Türkiye'ye ne zaman gelir?
- iPhone video çekebilcekmiş iPhone3Gs giderek gelişen bişiyi ilk alan ne yapsın?
- Ben10'de vardır kesin şimdi. Onu da izlesem mi?(Yokmuş.)
- İnsanlar bu saatlerde uyanıyıp balığa gidiyor. Hiç balığa gitmedim. Amerikan tarafım nasıl itiraz etmedi buna? Garip.
- Alt benliklerimle sev beni. Ya sev ya dası yok.
- RTE'yi seksi bulan zihniyetin beyin hücreleri toplanıp kaba et bölgesine mi yerleşmişler.
- Ayşe Arman seksiyse ben neyim?
- Kıvanç Tatlıtuğ basket oynayabiliyomuş! Dahası PLAJDA koşabiliyormuş! Aklım hayalim almadı ben bunun rüyasını görürüm ki!
- Fırat güzel. Fırat cici.
- Kıvanç Tatlıtuğ sulu sulu öpüyomuş. Reklamda anlaşılmaz diye koymamışlar demekki. İbrahim Tatlıses Vakumlaması öğren de gel.
- Siz yokken biz vardık.
- Raj'a söyleyecek lafım yok.
- 05:55 telefon numarası verecek gibi bi hali var saatin.
- Regina 91'i bulmuş hey maşallah.
- Gün doğarken bizim salon pek güzel oluyomuş.
- Her yaşın ayrı bi güzelliği varsa, her saatin neden olmasın?
- Kış gelsin, yollar buz tutsun, bizim okulun bahçesi özellikle. İnsanlar çok hoş oluyo.
- Montumu özlemişim. Aşığım ben ona.
- Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. aj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj. Raj.
- Foster varmış. Mal bebeler şimdi çizgi film izlemeye kalkıyolar.
- Benim kardeşlerim onların yaşındayken Häagen-Dazs eşliğinde Testere serisi bitirdiler.
- 06:00 Trt'de haberleri sunuyolar. Ben yatıyorum.
Sonuna kadar okuyana bi süprizim var. Sizi seviyorum. Yarın resim de ekliycem.
- Hava bildiğin aydınlandı be. Hayat garip.
26 Ağustos 2009 Çarşamba
Jim Laurence

Tatar -> Datar = <3

Datarfish'in doğum günü bugün(Oley! Yehu! Havai fişekler!) ben bunu Facebook'tan kuru bir mesaj veya telefonuna yollayacağım maksimum 160 karakterlik bir mesajla da kutlayabilirdim(ki geri dönmeyeceğini biliyoruz.) Ben de sen benim doğum günümü unuttun hede hödösüne karşı burdan k
Ps: Umarım çello alırlar.
Milka'ya göndermeli Ps: İnsanlar doğduklarında 1 yaşında olmaz Milkamilka'cığım. O yüzden daha 16'sın üzgünüm.(Paris Hilton dudak büküşü. :[ )
Ramazan Dolayısıyla Yayınımıza Bir Süre Ara Veriyoruz.

Ramazan'ı seviyorum o muhteşem pideler, insanların daha duyarlı, anlayışlı olma çabası falan muhteşem(daha 100 neden sıralayabilirim ama konuya girmek lazım.). Ey sevgili kanal yöneticileri dini program ve peygamberlerin hayatı kusmaya başlıycam artık ne be bu biraz ara verseniz diyorum. Kumandaya ulaşmak için yerimden kalksam bi dizi maratonu attırıcam ama yapmıyorum diye insanın beyni bu kadar sulandırılmazki... Hiç mi insafınız yok? Geçtim onu neden hep elli yıl önceki yapımları izliyoruz ki biz yenisini neden çekmiyosunuz? Hayat öyküleri zaten atraksiyonlu sen buna özel efekt falan koysan yeniden çeksen kötü mü olur? Tamam eski filmlere de tamam Çağrı'yı milyonuncu kez vermenizin mantığını söyleyin be bana? Mehmet Ali Erbil Çarkıfelek'i yaparken gösteriyodunuz ki 5-6 yaşlarındaydım telefon bağlantısında lambadan çıkan cindi MAE o korkunç görüntüyü hatırlıyorum, zaten bayık bi yapım izle izle bitmiyor. İmanım gevredi. Tamam.
Ps: Kalkıp değiştirdim kanalı mutluyum.
25 Ağustos 2009 Salı
Nick Cave and The Bad Seeds - The Weeping Song
Fall of Troy - F.C.P.R.E.M.I.X ('09 Warped)
The Fall Of Troy perform at Warped in Seattle from Alternative Press on Vimeo.
Kıyısından Köşesinden Günlük
Lanet olsun.! okul sözlüğünde bana takılıp duran yazar, bana söven yazar en yakın arkadaşlarımdan biri çıktı. Evet kendince çok komik belki ama konuşurken "aa neden böyle yazmış acaba, kim bu neden bana böyle şeyler yazıyor olabilirki?" diye ona yakınırken içinden bana gülüyor olduğunu düşünmek beni üzüyor şu anda. Üzmemesi gerek, sadece bir şaka belki ama ben gülmedim buna. Hiç iyi hissetmiyorum çünkü bunu öğrendikten sonra eski konuşmalarımızı gözden geçirince gerçekten aptal gibi hissettim kendimi.
Sonra bir olay daha var ama bu olaydan bahsetmek ne kadar doğru bilmiyorum. Sadece şunu söyleyebilirim, aynı bu kış olduğu gibi, "kime neye güveneceğimi bilmiyorum.". Birileri çok eğleniyor farkındayım ama bu yaptığını öğrendiğim zaman beni kaybetme ihtimali onu o çok komik eğlencesinden alıkoyuyor mu düşünmeden edemiyorum. Belki de hiç öğrenemeyeceğim ve o eğlenmeye devam edecek. Bende herkese süpheyle yaklaşmaya, bazı yanlış insanların günahını almaya devam edeceğim büyük ihtimalle. Çok eğlenceli gerçekten.
Ve aynı gece içinde bir vukuat daha. En ciddisi ve acıtanı da bu oldu maalesef. Bahaneler, söylenemeyen kırıcı sözlerin sadece kibar halleri. Karşı tarafınsa çoktan bahane öne süremeyecek kadar esnekliğini yitirmiş olması bütün kibarlıkları anlamsız kılıyor. Özellikle bu geceki. Böyle olduğu için, anlaşamadığımız için, anlaşamamamızın sebebinin aynı meseleye tamamen farklı yönlerinden bakmamız oluşu çok çok üzüyor beni. Güzel zamanlar geçirmiş insanların araları bozulunca hatıralarının acıması kadar beni boğan birşey yok. İki tarafın bahaneler olmadan, birbirini anlayarak konuşması gerekiyor. Bu gece uyuyamayacağımı biliyorum. Ama umarım düzelir. Önümdeki güzel bir günü berbat ettiğimin farkındayım. Ama içimden gelenler bu yöndeydi.
Kahretsin. Yarın bu yazıyı sileceğimi biliyorum ama içimi dökmeliydim. İyi geceler herkese...
Hyena ve Hyena

Hyena bak birlikte fotomuzu koyıyım dedim. Bu arada klasörümde bu resim ' Diller dışarı, eller yukarı' diye kayıtlı. Sanırım espri anlayışımın vasatlığını ortaya koycak kadar kötü. Diğer bir yandan resim tamamiyle doğal bir ana aittir. (tabi yalnızca Hyena açısından)
Ayrıca bahsi geçen şarkı:
http://fizy.com/s/16l42l
23 Ağustos 2009 Pazar
The Horrors - Mirror's Image
Saçlar
Sansasyon yaratmak için okula saçlarımı kestirmeden mi gitsem?
Ps: Yazdıklarımı okumadım.
Ps: Siyah-beyaz olup tarz duran Joshua Third. Ağzı açık ayran delisi ise Joe Jonas.
Kaykaycı Parkı

22 Ağustos 2009 Cumartesi
Dershane Sınavı
Kaçmak için bahanelerim de şu şekilde
- Gıda Zehirlenmesi ( İki kelimede kesin sonuç. Suçlu: Balık)
- Karın ağrısı, mide bulantısı, hastalık (Kitaptaki en eski numara)
- Dayımlar Almanya'dan geldi. (Gerekçe doğru tarihler yanlış)
- Tatile gidiyorum... (Anne veya baba gerekli olduğundan zor.)
- I'm pregnant! (Saçma, komik, pembe dizi yıldızlarına yaraşır bir bahane korkarım yanlış cinsiyetteyim)
- Bonus Track olarak; 'Ben girmiyorum.' (+10 Kuulite Yıldızı)
Hyena'nın Dramı (The Killers 'Losing Touch' Eşliğinde Dinlenmesi Rica Olunur.)
Sen hiç belli bir dönem boyunca haftanın her günü en az 3-4 saat görüştüğün bir insanla konuşamaz hale geldin mi? Şu anda aynısı Goldfish'le bana oluyor. Aynı evde yaşayan ama hiç karşılaşamayan, yazdıkları notlarla konuşan insanlara döndük. O bana Twitter'dan not bırakıyor onu yanıtlayıp, Last.fm'den mesaj bırakıyorum. Sonra Msn'de karşılaşıyoruz, biraz laflayınca o kaçıp gidiyor. Durumumuz içler acısı kendilerinin ışık hızıyla normal hallerine dönmelerini diliyorum.
Tepkili Ps: Msn sıkıldığında ateş almaya gelir gibi duracağınız bir mekan değildir!
21 Ağustos 2009 Cuma
Ateşe Baca Lazım, Kitaba Hoca Lazım, Bu Bloga Şiir Lazım - 2
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
...............................................................................
Ab Rocket(6 Packs Garantili)
Pek sevgili babacığım dün eve gelirken yolda görünce elime tutuşturmak suretiyle beni ziyadesiyle şaşırttı. Göbeğine karşı verdiği amansız savaşta(bkz: iyilik ve kötülüğün amansız savaşı) kendisine yardımcı olması için her türlü şeyi denedi ama o göbek hep orda kalmaya devam etti yetmezmiş gibi zamanla daha da güçlendi daha da büyüdü. Şimdi bu açıdan bakınca bab

Kazancım Hizmet

Solist Dediğin Enerjik Olucak
20 Ağustos 2009 Perşembe
İnsan mısın kızım sen?

Yüzündeki ifadeyi daha iyi görebilmek için: https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9ly0NEj6Y6P6zJV-j8gczyYkwNxviOsuLrBiXySVcnvUpvVXZ3T_MqCbJAwOjqc3YL7xeWY-ut36LOBuNbCAJxSWxtAllvH9eKuDOI-vZqS3rwkGlj3HiKc6Kx99LP-W6UycjQIuaKQTL/s1600-h/IMG_6292.jpg
19 Ağustos 2009 Çarşamba
Koi Tatilde!
milkamilkamilkamilkamilka !
uzun zamandır bloga yazamıyorum. bilen bilir -hyena- jellyfish, goldfish- iş hayatı böyle işte. akşama kadar çalış, sonra gel yat. blogu sadece yarı uykulu bir şekilde okuyabiliyorum.
neyse efenim, bugün yine yorgundum. ama annemler evde olmayınca, bütün yorgunluk kalktı üzerimden sanki. bilgisayarın karşısına geçtim, e tabi dire straits olmadan olmaz, bir yandan water of love dinlerken, bir taraftan da internette geziniyordum. taa ki hyena bana o efsane messenger konuşmasını atana kadar.
tam hyena ya ne yapsam olm acaba, film mi izlesem, hangi filmi izlesem diye sorup, film izlemeyecekken, hyena o konuşmayı attı. ve tüm akşamım renklendi. her cümlesinde güleceğim bir konuşma olacağını bilemezdim bunun. neyse çok meraklandırdım sizi. here we go ! milkamilkamilka ve swordfish yorumları!
kamoka:
*rockn coke a gittim
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*evet gamzeden öğrendim
*kimleri izledin
kamoka:
*wouwwwwwwwww : şimdi ilk olarak buraya bakalım. hyena'nın kimleri izledin sorusuna karşılık milka "wouwwwwwwwww" cevabını veriyor. nasıl yorumlayayım bilemedim.
devam edelim:
kamoka:
*benim için linkin park önemli : aynı cümlenin devamında arkadaşımız rockncoke u bu sene kurtaran grubu linkin park ile karşılaştırıyor. ve sanki prodigy kimmiş, skimden aşşağa dinozor daşşağa der gibi de bir hali var. tabi bu konuşmayı ben yapmadım, ama yazıdan çıkarabildiğim kadarıyla arkadaş hala "in the end" in etkisinde.
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*ama linkin park yerine santigold a gitmedin dimi? : hyena nasıl da biliyor ama dimi? konuşmanın kırılma noktası işte burası. santigold vs. linkin park. sanki rakınkok organizatörleri bunu bilerek yapmış. değil mi kamoka?
kamoka:
*gerisi çok da tınımda değil : bingo! nasıl da bildim ama, bir önceki kamoka yorumuma bakarsanız, arkadaşımızın "sikimden aşşağa dinozor daşşağa" kıvamında olduğunu yazmıştım. gerisi çok da tınımda değil !
isterseniz rockncoke sanatçılarının bir kısmına bakalım. arkadaşımızın tınında olmayan sanatçılara:
1- rockncoke a gitsem bu grup için giderdim dediğim grup: kaiser chiefs (kayserili olmamın bunda bir etkisi yok) adamlar employement gibi bir albüm yaptılar. tüm dünya bu adamları konuştu. sahnelerini zaten söylemeye gerek yok. tek kelime ile mükemmeller.
2- razorlight!!! bu adamlar da en az kaiserchiefs kadarlar. zaten indie denilince kaç grup var ki doğru dürüst? stumble&fall şarkısını hiç dinlememiş olabileceğini düşünüyorum kamilin. neyse diğer gruba geçelim.
3- santigold: kendilerini ilk olarak santogold olarak tanımıştım. o zamanlar galiba stiffed de solist değildi. (yamulmuyorsam) buradan on tavsiyem biraz "light out" biraz da "your voice" ve tabi ki "say aha" dinlemesi.
neyse konuyu çok dağıttık. rockncoke da cold war kids ve juliette lewis de vardı bu arada. bunlar arkadaşın "çok da tınında olmayan" gruplar.
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*ne biliyim izlemeyeceğim sınırlı sanatçılardan biriydi linkin park
*hele santigold la çakışıyodu ki
kamoka:
*aaaa ne biçim bi tarzın var : konuşmanın kırılma noktalarından biri daha. konuşmanın ilerilerinde hyena ya sen cahilsin, sen bilmezsin, müzik için birşey ifade etmiyorsun diyen insan bu. bakalım neler olacak!
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*çok sanatçı seçmem ama linkin park ı canlı görsem ne olur görmesem ne olur : bu konuda hyena çok haklı. benim playlistim de bir dizzy glispie çalar, arkasından nightwish. ama linkin park ne dizzy glispie ile ne de nigtwish ile karşılaştırılabilir.
kamoka:
*çok yazık....
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*dandik çoluk çocuk grubu listemde ilk 10 da
*alınma : hyena söylemiş ama, milka durur mu?
kamoka:
*asıl senin salak şarkıcıların öle
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*müzikle ilgilenirim ben
*nu metal gibi kırma bi tarzı olan bi grupla işim olmaz
kamoka:
*bizde şekercik
*müziğin içindeyim
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*güzel
kamoka:
*o yüzden bilmeden konuşma : sizce de çocuk gibi konuşmamış mı? kafamdakileri çok iyi toparlayamıyorum uykusuzluktan. bir toplasam çok daha iyi benzetmeler yapacağım. cips kola özel kilit, ya da çelik ayna günlerime götürdü beni. "bilmeden konuşma" ...
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*bilmeden konuşma derken
kamoka:
*linkin park ı dinlede öle konuş
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*yeterince dinledim
kamoka:
*benim yanımda linkin parka laf edemezsin : woaw woaw ! yeah men! yeah men! oh yeah ! benim puanım sana 9 kanka !
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*isterse chester gelsin
*linkin park benim için müzikal anlamda bi yenilik ifade etmiyo
kamoka:
*sen müzik için hiç bişey ifade etmiosun... : ben bunu okuduğumda sen ne ifade ediyorsun demiştim. hatta hyena ya bunu söylemesine de baya gülmüştüm. rockncoke a gidip diğer gruplar tınımda değil diyen bi insan bunu başkasına nasıl söylebilir dedim. scroll down yapıp konuşmanın devamını okuduğumda ne göreyim. oh yeah! oh yeah! yeah men! oh yeah!
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*afedersin
*sen ne ifade ediyodun : bingo! nasıl da biliyorum ama. oğlum böyle bu işler. biraz önce söylediklerim yine geçerli.
kamoka:
*canlı performanslarını izlede konuş : bunu söyleyen kişilik rockncoke a gidip kaiser chiefs in canlı performansını izlemeyen kişilik. düşünün sevgili okurlar.
*benim grubum var : bunu söylemekten nefret ediyorum şerefsizim. ama yine de: oh yeah men! oh yeah! hayır yani, her grubu olan, müzikal anlamda çok iyi şeyler mi yapıyor? grubu ne gördüm, ne duydum ama, çaldıkları parçalar şöyle olsa gerek:
1- sevda çiçeği
2- saydım
3- senden çok var (bu da hyena'ya atıf)
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*eee nolmuş bizimde var
kamoka:
*aman sen ne işe yararsın
*ece fln süperlerde
*sen nesin be
*solistiniz bateristiniz çok iii
*sen 0
ben bu cümlelere yorum yapmıyorum, yapamıyorum. hyena gerekli cevabı zaten vermiş.
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*şu an bilinçaltında kalınmış tüm ezikliği kusuyosun ama bu seni sadece daha fazla zavallı yapıyo
*üzgünüm kamil
hyena burada kilitliyor. ne diyeceğini bilemeyen arkadaşımız yine ilkokul günlerine dönüyor:
kamoka:
*ben sana acıyorum
bende sana acıyorum be evladım. müziğin her türünden anlayan bir sınıf olarak, bir bakıyoruz, kamil sadece linkin park dinliyor. sonra da hyena'ya laf atıyor. sen ne anlarsın müzikten diyor. eğer şurada güzel bir laf koysaydın, sana puanım 9 olacaktı kanka!
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*müzikten anlayıp tarzları sindirdiğinde gel : ki hyena yine gerekli cevabı vermiş.
kamoka:
*kitaptan aldığın cümleleri bana satma : ah be ivladım. yine mi ilkokul günlerine döndün?bunlar gayet sade cümleler. "müzikten anlayıp tarzları sindirmek". çok mu ağur geldi bunlar sana?
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*o zaman belki linkin park diil daha kaliteli şeyler hakkında tartışırız
*kitaptan aldığımmış
*yaratıcılık ve taklitçilik arasındaki sınırı biliyo olman güzel
hyena açığı bulmuş ve vurmuş. süper giderken, bir anda kurtlar vadisine bağlamış nedense:
*biz kitapları yazarız
kamoka:
*seni engellicem kusura bakma... çok basitsin....kendini bi bok zannedion ama hiç bişeysin : ve söyleyecek birşeyi kalmayan, birşey söyleyemeyen kamoka, engellemenin herşeyi çözeceğini zannederek kaçar gider. bu sırada bakın arkadan hyena efendi ne yazar:
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*siz onları alıp okur satmaya kalkışırsınız : işte şimdi kurtlar vadisi olmadığını anladık. swh.
böyle yani. tüm akşamımı neden bu yazıya harcadığımı da anlayamıyorum. bug isimli filmi seyredecektim. seyreden varsa tavsiye eder mi bi yorum yazsın.
bu arada bu konuyla ilgili son fikrimi soran varsa;
fuck LP !
-biterken "i predict a lot" çalıyordu-
Twilight Saga Attırıkları

- Bella ölmek üzeredir. Son sözleri ve itirafları:
- edvırt...(gözler kırpıştırılır. dudak ısırılır. Acı çeken liseli Japon kız mode: on)
+Bella... Elin mi kırıldı sevgilim? İyi misin? Üşütmedin değil mi? Bella aşkım...
-edvırt... ben... (gözler kırpıştırılmaya devam) sana itiraf etmem gereken bir şey var... ben... ben... (o Yunan tanrısı karşısında erir, kekeler tabii zavallı kız) tanıştığımızdan beri... Kabızım edvırt! Evet kabızım. Çok acı çekiyorum sevgilim.... (gözler kırpıştırılmaya devam..)
+ Bella... Seni korumalıyım. Senin için canımı vermeye hazırım. (ecnebi kıro) my beautiful. Arabanın altından çekerim Bella. Jacob'la arana girerim Bella. Kanını içerim Bella. Bokunu yerim Bella.
- edvırt dur.! beni kabız eden sendin aslında.
Ateşe Baca Lazım, Kitaba Hoca Lazım, Bu Bloga Şiir Lazım - 1
Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu, ağlardım
Beni sevmiyordun, bilirdim
Bir seviğin vardı, duyardım
çöp gibi bir oğlan, ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu, ağlardım
Ne vakit Maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Sessizce bir cigara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin, bakardın
Üşürdüm, içim ürperirdi
Felaketim olurdu, ağlardım
Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele seni kollarına aldı mı
Felaketim olurdu, ağlardım
.............................................
9 Li
Into The Twilight

Film düşük bir bütçeyle çekilmesine rağmen gördüğü ilgi sanırım biraz da oyuncuların güzellik derecelerine bağlı. Bella'nın deyimiyle ' Yunan tanrıları kadar güzel Edward ve vampir alemi' olduğundan dolayı filmde herkes güzel. Yakışıklı ve güzel diye bir ayrım yok çünkü onlar zaten insan bile değiller. Oyunculuklar konusunda ise fazla yorum yapmak istemiyorum sürekli gözlerini kırpıştıran Bella ile tedirgin Edward'ı sanırım en güzel bir Ekşi Sözlük dahisi anlatabilir. İşte o da şöyle demiş:
' Zaten gastritim vardı üstüne ıspanaklı börek yedim bakışları atan Bella ile az önce bok yedim çok iğrençti yüz ifadesine sahip Edward'ın hikayesi.'
Ki düşündüğünüz ve yüzleri gözlerinizin önüne getirdiğinizde bu yazarın ne kadar da haklı olduğunu sanırım siz de anlarsınız.
Serinin en kötü kitabı 'Tutulma' idi. Bir isim bir kitaba bu kadar gider dedirtiyordu gerçekten. Olayların tutukluğu ve Edward'ın Jacob'ın ( kendileri filmin herkesçe beğenilen yakışıklı kurtadamı olur) Bella hakkındaki düşüncelerini olgunlakla karşılaması sizi çileden çıkartacaktır. Kitap boyunca bir vampir savaşından söz edilipdurulur ama savaş beklentileri karşılıyamayacak kadar kötü bir dille geçiştirilerek anlatılmıştır. Bu kitap sizi ( ben ve goldfishe olduğu gibi ) Şafak Vakti'ni okumaktan alıkoyabilir. Ancak buna karşıkoymalı ve o kitabi okumalısınız. En azından vampir dünyasının merak edilen yönlerinden söz ediyor :) .

Alacakarnlık'ın soundtracki bana göre oldukça başarılıdır. Zaten yazarımız kitapları Muse ve Linkin Park dinleyerek yazmıştır. Linkin dinlemesi çok önemli değil ama Muse'a kitabının başında teşekkür etmesi ( Tatarfish sağ olsun kitabı orjinal dilinde inceleme fırsatımız da oldu ) beni o kadar çok mutlu etti ki yüzüm kızardı elim ayağıma dolandı. Filmin beyzbol sahnesinde çalan 'Supermassive Black Hole' bana sinema salonunda tiz bir çığlık attırmış, sonda çalan Radiohead'den '15 Steps' ise bir holiganmışçasına beni bağırtmıştır. Beklentilerim ' Yeni Ay' ın da bizi bu oranda mutlu etmesi yönündedir.
Bu seri ortalıkta 'Ben ona Cedric'ken de aşıktım kızıaamm!' diyen ve kusursuz aşk arayışında, ölümsüzlük peşinde bir nesilin dolaşmasına neden olsa da severek takip ediyoruz.
Hyena & Lynx
18 Ağustos 2009 Salı
Cepa Gezisi

Yolunu kaybetmiş buluşmacıların toplanma noktası olan YKM önünde buluşulur. (Ebru Ablaya da burdan selam ederim.) İçilmek için alınan su, gözleri tıpkı bir balığın açabilceği kadar açmış Goldfish'in sorularına (Cepa diyorum Cepa Cepaaa!!!) gülmek suretiyle yoldan geçen bir adamın suratına fışkırtılır ama özür dilenmez. (bkz: işte bu ayı benim) Sonra aynı şişe Hyena'nın diş etlerini yerlerinden çıkarıp onları görünmez kılıncaya dek ani bi hareketle Hyena'nın suratına yapıştırırlır. Burdan hala özür dilemekteyim ondan ben yalnızca mikrofon gibi kullanmak istemiştim ama merdiven indiğimiz aklımdan çıkıvermiş. Bu olaylar üstüne agresifleşmişim sanırım fakat otobüs şöförü stres atmamada baya yardımcı oldu bana. ( aman sağ olsun! )
Şimdi efendim bu an benim tanımadığım bir insana ilk kez hakaret edişimdir ki bütün durak buna şahit olmuştur. ( durak dediysem 3 5 kişinin beklediği bir duraktan değil, Sıhhıye duraklarından bahsetmekteyim ) Cepa'ya giden otobüsün yerini bilmemek ayıp mı? Hayır değil. En azından öğrenmeye çalıştık. Duraktaki bilmesinin muhtemel olduğu bir kıza yanaştık ve sorduk 'Bu otobüs Cepa'ya gider mi?' diye. Kız asosyal çıktı napalım bilmiyomuş. O bilmezse duraktaki geri kalan o yaşlı nüfus nerden bilir dedik ve diğerlerine sormak yerine şöförle irtibata geçmek istedik. Kartlı, eski ve titreşimli bir otobüs durağa yanaştı. Ben (grubun gereksiz işleri içtenlikle üstlenen kişisi) gidiyim sorıyım dedim. Gerisi şöyle .... ( etraf bulanır kırmızı bir otobüs ağzına kadr doludur ve kapısında ben durmaktayım... hayal edin)
jellyfish: Cepa'dan geçer mi?
boş bakan ve aynı Goldfish gibi gözlerini açan şöför: .....
jellyfish: (son bi umut) Cepa? ( ağlıyan köpek bakışı)
b.b.v.a.g.g.g.a.ş: .....
jellyfish: Cepa! Cepa! Cepa! (Braveheart mod on)
kırmızı otobüs: vın vın vın (ilerler)
jellyfish: (şöförü kastederek) HAYVAN!!!!
...............

Tabi durağı terk etmek zorunda kaldık. Ve bi yolunu bulup gittik Cepa'ya. Açıkçası hiç de sevmedim orayı böyle soğuk bi yer. İnsanın arkadaşlarıyla kopunca direk göze battığı garip sıradışı bişeymişsin gibi bakıldığı bi yer işte her neyse uzatmıyım. İçeri girdik yemek yedik tabi macera arayışı tam gaz devam ediyor böyle. Goldfish'imiz esmer olduğundan tabiatı her daim bir İspanyol gibi davranmaya yakındır. (bu bunun nedeni değil tabi) Hep gaza geldik. Uzun tartışmalar sonucunda Goldfish'in İspanyol olmasına ve benim de onu burda gezdiren arkadaş olmama böyleliklede MC çalışanına bi şok yaşatmaya karar verdik. Aslında asıl şok biz yaşadık....
balık gözlü (napıyım o gün herkes öyleydi sanki) mc çalışanı: merhaba!
jellyfish: merhaba!
goldfish: hola (elin İspanyolu da olsa karşılaşınca selamlaşma biliyo sanırm. anlamsa bile bi şekilde muhabbete ayak uyduruyo)
mc çalışanı: Ne arzu etmiştiniz? (tabiiki de böyle eski Türk filmlerinden fırlamış gibi konuşmuyordu)
jf: Que quieres? (ben değil o istiyo mesajını çaktım ben burda kasiyere)
gf: Bi dakka (kasaya arkasını döner ve kopar)
jf: (haydaa bakışları)
gf: (kendini zorda olsa toparlar) un sundae con chocolate (helado demek bile aklımıza gelmedi)
jf: Bi çikolatalı sundae.
mc çalışanı: (bizden bıkmıştır kasanın bi kaç tuşuna basar) Su ister mi??
jf: (Aman Tanrım! biz böyle olabilceğini hiç düşünmemiştik ! Ne bu ya kamera şakası mı su neydi lan! gözler goldfishe kayar, mırıldanır) İstermisin?
gf: CIK!! ( anam ispanyol dile geldi :D )
jf: (hala çevircem diye uğraşır) yok istemiyomuş. (hı sordun öğrendin adam anlamadı sanki)
=== dondurmayı kasiyer verir
jf: sağ olun. (hadi dönüp kaçarak uzaklaşalım tavırları)
gf: gracias!
jf: (şaşkın bakışlar ne yani sıçtım sıvayım mı ne yapıyosun gf??!!)
.....
Sonra masaya doğru yönelirken kopulur. Ah ah bu ne güzel anı böyle anlatırken yaşadım


Çorum İngiltere'ye Karşı
Peki 'Çorum mu, İngiltere mi?' diye sorduğumuzda ise aşağıdaki cevapları hızlıca sıraladı.
- İngiltere de neymiş? Nereymiş?
- İngiltere Çorum'un yanında itim diye gezemez.
- İlgiltere dönsün bokuna baksın.(hö?)
- İngiltere de kalaydık sürünürdük, akıllılık etmişler Çorum'da kalarak.
- Bir Çorum'dan kaç İngiltere çıkar biliyo musun?
- Çorum'un adı geçtiği yerde, İngiltere diyenin aklından şüphe ederim ben.
- Çorum'un gücü adına.(Sonuncusu benim eserim.)
17 Ağustos 2009 Pazartesi
İnsanların Yumurtladığı Bir Dünya

- Kapı önlerinde veya cami avlularında battaniyeye sarılmış yumurtalar olurdu.
- Çocuklar ve anneleri çok daha rahat karışırdı.
- Küvözler gibi yumurta saklama merkezleri olurdu. Yumurta kırılırsa eğer veya kabuğunun rengi solarsa yer yerinden oynar, kamuoyu ayağa kalkar, sağlık bakanlığı suçlanır ve köşe yazarları yumurtalar üzerine yazılar yazardı
- Yumurta yiyen hayvanların soyu tüketilirdi.
- Sosyetik insanlar yumurtaları için özel çantalar, ısıtma cihazları bulundururlardı. Bebek markaları gibi yumurta markaları da olurdu.
- Ünlüler yumurtalarıyla milyon dolara poz verirdi.
- Kırılan kabuklar saklanırdı. Yumurta sıvısı kök hücre alanında devrim yaratırdı.
- Ana rahminde olmak gibi; yumurta içinde yaşamak, yumurtadan çıkmak, yumurtadan çıkarken mücadele etmek, yumurtadaki ikizler ve bunun gibi herşey sanatçılara ilham verirdi. Şarkılar yazılır, ünlü film replikleri kişisel iletilere taşınırdı.
- Marjinal insanlar yumurtaları boyardı.
- Savaş zamanı toplu yumurta kırımları olurdu.
- "abi ben yumurtadayken metal dinlemey başladım." veya "annem yumurtama bira enjekte edermiş yeaa" gibi övünürdü insanlar. Bende yumurtadayken büyük ihtimalle çikolata kokusuyla yaşamış olurdum.
- Yumurtanın şekliyle ilgili espriler dönerdi. "yumurta kafa" lafı boyut atlardı.
- Büyük ihtimalle yumurta yemezdik. Çok korkunç gelirdi.
- Süper kahramanların yumurtaları da süper olurdu. Süperman bir yumruğu havada çıkardı mesela yumurtasından.
- "Seni doğuracağıma taş doğursaymışım." gibi anne bedduaları çok daha orijinal olurdu. "yumurtaydaken hava alamamışın sen" gibi.
İlginç olurdu bence. Şimdi gitmeliyim. Aklıma geldikçe ekleyebilirim. Bu arada Hyena'ya zamanında kafayı yedirttiğim için özür diliyorum burdan. Bu fikirlerimi birine aktarmalıyım biliyorsun ve deli olmadığıma ikna edebileceğim tek kişisin. Yumurtlayın gari.
16 Ağustos 2009 Pazar
Yasemin Mori

Histeri(The Children)
---- Spoiler İçeren Sövme ----
Yönetmen ve senarist bozuntuları hiç mi film izlemediniz kuzum siz? Normal bi seyirci sevdiği filmin devamına gider. Sen kürtajdan kurtulmuş genç kızla, her taraftan çıkan hastalıklı veletlerin neden hastalandığını ikinci filmde anlatamazsın ki. Ha illa anlatıcam bunu ben diyosan ilk filmde ağzımıza bi parmak bal çalsaydın, olmadı filmi biraz güzel yapsaydın. AYIP.
---- Spoiler Biter ----
Sonuçta IMDB 6 civarı vermiş, Hyena puanı da aynısı.
Sevgili film isimleri bulucuları The Children çocuklar demektir. Histeri ne alaka? Beyniniz her daim sulu sizin hayattan soğutuyosunuz.
13 Ağustos 2009 Perşembe
Hyena Tv 3 Paramore - Ignorance
Ps: O klistrofobik ortamda ampulle klip çekme kimin fikriyse bravo.
Dae Jang Geum
.jpg)
Ailecek TRT1'deki Saraydaki Mücevher adlı Kore dizisine ölüyoruz bitiyoruz, saçma olduğu halde kendimizi tutamıyoruz. Cangema(Jang Geum) diye telaffuz edilen bir kızcağızın gerçek hikayesinin az biraz sapıtılmış haliymiş. Oyunculuklar on numara, tek sorunu tüm insanlar birbirine benziyor(tipik Türk insanı tepkisi işte) seslendirmeden çıkarabiliyoruz kim kimdir diye. Sarayda feci kötü insanlar var onlar özenle kötü olduklarını belli etmek için seçilmiş zaten. Konuda işte bu Cangema'nın annesine verdiği sözü gerçekleştirmesi için Saray Leydisi olma yolundaki maceralarını anlatıyor ama ne macera 'Küçük Kadınlarda' gördüğümüz entrikalar halt etmiş 2 saatte dizi oradan oraya savurup beyninizi emiyor ama bunlar olurken yaşam enerjiniz artıyor. Sonraki bölümü iple çeker duruma gelmeniz için 2 gün yeterli uygun dozda alınırsa babaannem gibi 'Hanımım başlamadı mı?' soruları sormaya başlayabilirsiniz. Bu arada Hanımım Cangema'nın özellikle ilk bölümlerde bölüm başı 100-200 arası söylediği müthiş repliği. Bizimkiler pek güzel eğleniyolar bu diziyle, açın izleyin malak gibi yatarken iyi olur. Bu arada Cangema'yı sarayda çekebilen kimse yok herkes tırsıyo kızcağızdan sürekli bi iftira, sürekli bi ayağını kaydırma çabası ama Cangema dimdik ayakta.
Hyenalarda Akşam Hayatta Kalma Kılavuzu
02:00 ''Eee dizi de bitti(ömür bitiyor dizi neymiş?!) bir şey yapmalı hey! Bir şey yapmalı!'' nidaları dönerken beynin içinde Hyena bilgisayarın hoş mavi ışığının hala onu çağırdığını fark eder(1 yanıp sönme: havamda değilim ama gelsen de olur, 2 yanıp sönme: gel gel) olur da kanılmazsa bilgisayar alttan alttan shuffle'la iş birliği yapıp en sevilen parçalardan birini koyar. Hyena artık bir Zombi olduğundan yavaş yavaş yönelir ve Kötü Kadın Bilgi Sayar amansız savaşı bir kez daha kazanır.
03:00- ??:??
Bu zaman aralığında Facebook, Msn, Wikipedia, Myspace, gibi sitelerde fink atılır. Televizyon'da hep Cartoon Network açıktır. Sonunda saatin norma insanların uyandıkları saatlere yaklaştığı anlaşılır. Kötü Kadın Bilgi Sayar'a artık gitmesi, aslında hiç sevilmediği(yarın tekrar dönüleceği biline biline) ve aramaması söylenir. Gidip yatak itina ile dağıtılır. Yatılır. Odanın içine günışığı dolarken, hayatın ne güzel olduğu düşüncesi ve bir LOMO'nuzun olmamasının ezikliğiyle günün bu en güzel görünen saati bir kez daha heba olur.
All My Facebook Friends
Facebook'u bulduğun ve insanların içindeki sanatsal yaratıcılığı çıkardığın için seni seviyorum ama bi insanların koydukları şeyleri denetleyecek bi yazılım yapmak zor mu? Hayattan soğutan insanları arkadaş listemden silebilirim peki ama bu Cartoon Network karşısında uyumaktan(sızmak) vazgeçmek gibi bişiy olurdu. Eğer bu bünye hala rüya görebiliyorsa bunu o sanatsal saykodelik dünyadan olmayan resimlere borçlu. Sonuçta tanışsak tek kelime etmeden basıp gidebileceğim insanları bana farkettirdiğin için saol Mark kafa adamsın. Siz Facebook arkadaşlarım üzülmeyin siz daha kafa insanlarsınız. Cidden bak hepiniz toplanıp tek bi bünye olsanız...
12 Ağustos 2009 Çarşamba
seks seks seks !
Yeni Hayvan, Yeni Tatlar

Yeni Mottom her ne kadar ''World is my playground'' olsa da içindeki insanlar oyunumuzu bozabilecek kadar aşağılık ve mızıkçı olabiliyor. İnsanın kendi ürettiği şeyleri kendiliğinden bırakması zaten zor ama bizim blogdan daha az ziyaretçi çeken bi sözlükse(ki siz buna uğraşmışsanız) durum kolaylaşabiliyor. Daha fazla saçmalamadan bitiricem korkmayın. Swordfish'im garibim bak burada da hayat var hem biz daha çok mallık yaptığımızdan sorun yok. Ben derim ki biz kıçımızı dönüp uzağa doğru giderken bi yerde Vo-lt-ran Voltran Voltran diye birleşirkene kıçımızın kenarı, burnumuzun sümüğü(iğrencim evet saate verin) olaraktan dışarıda kalsınlar. Aramıza hoşgeldin.
Ps: Discovery Channel'in Miami Ink yerine araba ve motorsiklet programları yayınlamasına karşıyım. Cartoon Network karşısında sızınca nasıl rüyalar görüyo insanlar biliyo musunuz a deyyuslar?
hyena ile beraber ve solo sohbetler
yaz mevsiminde messenger üzerinden düzenli olarak konuştuğum tek kişi oluyordu. katesin. bu sene ikiye çıktı sayı ve hyena'da bu gruba dahil oldu. ne yalan söyliyim, iyi ki de konuşmuşuz. zaman geçirmek için birebir. ne konuştunuz derseniz, o konudan o konuya atladık. hadi bakın bakalım:
(23:54) jazzer @ assos:
abi o kadar uykum varki ilk defa böyleyim
(23:55) 死神/The Pains of:
git yat
(23:55) jazzer @ assos:
canım uyumak da istemiyor
(23:55) 死神/The Pains of:
tatilde malak gibi yatmıyosan ne diyim sana ben
(23:55) jazzer @ assos: :D?
(23:55) 死神/The Pains of:
git soğuk duş al ılık süt iç sıcak sıcak yat
(23:56) jazzer @ assos:
pc dergim vardı
çok iyi saklıyorum onu
burada dergi yok çünkü
(23:56) jazzer @ assos:
ankaradan getittirdim babama
ona da kuzen çöktü
kitap okumak hiç istmiyo canım
lost? dedim
onu izlerken kesin uyurum
(23:57) jazzer @ assos:
2. sezona sokıyım ya
o onu öpüyo
o ona veriyo
dharma çıkıyo birinin götünden
hiç izleyesim gelmiyo o yüzden
(23:57) 死神/The Pains of:
ozaman daha eğlencelik daolayısıyla mal şeylere bakıcaksın
(23:57) jazzer @ assos:
mesela?
(23:57) 死神/The Pains of:
blog takibi önerim
hele arşiy genişse tamam oku oku bitmiyo
(23:58) jazzer @ assos: :D:D
-- hyena ile küfür muhabbeti --
(21:43) 死神/The Pains of:
http://www.flickr.com/photos/balakov/3119272192/in/set-72157602602191858/
(23:11) jazzer @ assos:
geldim
(23:15) jazzer @ assos:
güzel bu arada
(23:16) 死神/The Pains of:
güzel tabii
lego afgan kızı
(23:17) jazzer @ assos: :D (Y)
(23:18) 死神/The Pains of:
önceden piç kurusu diye bi küfür vardı neden yok oldu gitti o
(23:21) jazzer @ assos:
piç yetiyor şimdilerde
(23:22) 死神/The Pains of:
aman
(23:23) jazzer @ assos:
en sevdiğim küfür tarzı şey ne biliyo musun
bi tahmin et
(23:23) 死神/The Pains of:
bu gençlik orospu çocuuu da demez 5 sene sonra
-- atiker sıralı otogaz sistemleri sundu -- -- hyena ile küfür muhabbeti --
bu arada hyena ya sorumun cevabını ben verdim. şimdi blog'da söylemeyeyim de cevabı, hyena'nın tepkisi kısaca:
ay, hayvan!
oldu. tabi sonradan edit'ledi:
(23:27) 死神/The Pains of:
bu repliği bi tiki kız söylemiş gibi kabul et
(23:27) jazzer @ assos:
öyle kabul ettim :D:D
evet konuşma lego afgan kızından nerelere gelmiş görün bakın.
Banned !
gecenin bu saatinde yazacak o kadar şey vardı ki kafamda, aptal gibi oturup recep ivedik 2 izleyince böyle oluyor işte.
sabaha doğru belki yine yazarım birşeyler. birkaç torrent ya da albüm falan da eklerim.
hoşgeldim bu arada.
Ladyhawke ve Uçan Taavır( Ve kedi dolu satanizm)

Başlık sizi korkutmasın. Hyena ve ben o eyfel kulesine ulaştığımızdan beri düşünüyoruz. Evet! Ladyhawke nin psikopat kedileriyle savaştık. Gerçi oyun kısa sürdü ama içindeki gizem büyük. Niçün Pip(Ladyhawke) kafayı kedilerle bozmuştur? O bir satan mıdır(ben sanmıyorum ya da sanmak istemiyorum.)? Ama şikayetçiyiz efenim. Oyunun sonuna geldiğinizde Ladyhawke ve Eyfel Tavır uçarak kaçıyor ama nereye(soru 3)? Oyunun sonunda niçün 'YOU WON!' yazısı yoktur(soru 4)? Kediler öldürülünce neye ulaşıyoruz? Nirvana mı yoksa Fenafillah mı? Bütün bu sorulara yanıt arıyoruz . Ladyhawke yi her ne kadar sevsekte müslim kalbimiz bu kedi katliamına DUR diyor!
11 Ağustos 2009 Salı
Zihin Kaymaları No:3 -Ladyhawke Eşliğinde-

Neyse konumuza dönecek olursak(konu?) Kentaro müzisyen insanların sitelerinde(ki oyunları oynamaya bayılıyor, bende 8 bitlik oyunlara tabii.) gezinirken bunu bulmuş. Ladyhawke olaraktan kedileri çeşitli lazerlerimizle parçalamayı amaçlıyoruz. Sonunda aşağıdaki dialoga dönüşüyo durum...
denshaotoko:
*http://www.ladyhawkemusic.com/game/
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*bakıyım
*bu ladyhawke eyfeli aldı altına uçup duruyo
*nerde piskopatmanyak kediler

denshaotoko:
*feci bişey
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*neden gelmiyo bunlar
denshaotoko:
*işi çıkmıştır
死神/The Pains of Being Pure at Heart/Do I Look Like I Care?:
*ban bunları mı bekliycem
*aa karşılarında bi blog yazarı olduğunu unutmamalılar!(havam batsın)
9 Ağustos 2009 Pazar
Koymazsam Ölürüm!
Çifter Çifter Gel Hyena'ya Bazı Bazı
8 Ağustos 2009 Cumartesi
A(nother)F(at)S(tudent)

Herkes için açılımı anlamı farklı olsa da programın özelliği eğer belli kriterlere ve uygun miktarda para veya şansa sahipseniz sizi alıp 1 sene istediğiniz ülkede bir ailenin yanında bulundurması, bunun sonucunda geri döndüğünüzde muhtemelen o ülkenin dilini ve kültürünü öğreneceğinizden tercümanlık yapmaya başlayabilecek olmanız olası(Hyena'dan lisede kariyer seçimi dersleri -1-). Herkesin hikayesi bu kadar güzel anılarla dolu olmuyor tabii. Benim hayatımdaki bölümü ise ilk başlarda mükemmel, sonrasında ise tam bir işkence. Baştan almak gerekirse, hazırlık döneminden doldurulmuş olan bendenizin içindeki Finlandiya aşkı birleşince bi programa katılıp o karlarla kaplı ülkeyi görmek şart oldu. Son dakikada sınav için gereken 60 YTL son dakikada yatırılıp yetiştirilmiş, sınavdır mülakattır aileyi ikna süreci derken eşek kadar doldurulması gereken form gelir doldurulur yollanır, ücret kısmına ailenin uygun gördüğü (insanların kıçıyla güldüğü) bir sene için 3.000$ verilir, yollanır, bekleme süreci başlar. Bu süreçte(3-4 ay) Hyena herşeyini gitmeye dayalı olarak yapar, umursamazlık, last.fm'den finli avları gibi şeyler ortaya çıkar, anne ve babanın katlanılmazlığı sonuçta geçecektir, 1 sene sonra dönüncede ÖSS falan derken Hyena ailesiyle yüz göz olmadan uzaklaşacaktır evden. Sonuçlar açıklanıncaya kadar insan dokuz doğurur, aile hala çelişkidedir çocukları gitse iyi olur ama gitmemelidir aslında... Parayı verenlerin kavalları ellerine ulaşmaya başlarken Hyena'nın kavalı gelmek bilmez(hala yok!). Hyena kaçışın, Nirvana'nın, kurtuluşun o kadar yakında olmadığını anlar(belki de hiç olmayacak ama). İşte Hyena'nın hayatında bundan sonra ailesiyle eğitim hayatı hakkında iki çift laf edemeyecek olmasının nedeni budur. Az bulunan para, sınırlı kontenjan ve bok gibi aile içi iletişim. Burdan pek sinirli olduğum AFS yönetimine ve Finlandiya'yı seçen insanlara bi siktirin gidin diyorum en içten dileklerimle. Erasmus varken AFS'yi kim ne yapsın?
Afs herkes için farklı dedim ya Amerika'ya gideceğim parayla kendime büfe açarım ben diyeni de var, kız arkadaşı için gitmeyi pek istemiyorum ben diyende. Benim anlatacağım ikincisi ama bu akşam anlatamayacak kadar yorgunum kusura bakmasın.