13 Şubat 2010 Cumartesi

Atatürk Lisesi'nin Zeki Öğrencileri

Efenim 2,5 yıldır şu okuldayım şu güne kadar en değişik insanları ilk kez bir arada gördüm. Öğrenciler olsun öğretmenler olsun tarifi olmaz insanlar ve her an etraftan kopabilceğiniz potlar duymaktasınız.
Semazenlerin maaş alıp almadığını merak eden öğrencilerden tutun da edebiyat öğretmenine 'kavat' açılımı yapan/yaptıran tm'ciler barınıyor bu yüksek duvarlı bi türlü ısınmayan okulda.
Bi kaç anımı da aktarmak istedim birden işte. Önce bu yazıya adını veren olaydan başlamalıyım sanırım.
Hayvanat aleminin kızları olarak okula gelir gelmez çantaları sınıfa atıp tuvalete dedikoduya çıkma gibi bi huyumuz vardır ki kurur umarım tez zamanda. Günlerden bir gün okula dersten önce yukarı çıkabilcek kadar erken gelmediğimiz için sınıfta tıkılıp kaldık. Hocanın birazdan içeri gireceği ve 45dk o tahta sırada oturacağımız düşüncesi yüreklerimizi kemirirken...
jelly: hey goldi! hadi sınıf defterini alalım yanımıza. geldiğimizde hoca niye geç kaldınız derse defteri almaya gittiydik deriz??!!
gold: işte bu ya işte bu!
defter elde parmak uçlarına basarak dışarı çıkılır. Kapıda koridor nöbetçisi Şakir Hocaya yakalanılmasa mutlu sona çok yaklaşmıştık
şakir hoca: napıyosunuz kızlar! girsenize içeri. hem bu ne bu?
jelly: ımmm şeeyy... (yalan uydur yalan uydur) defter! sınıf defteri! (yalan uydur dedik batır değil)
şakir hoca: derse geç kalma bahanesi ha! Atatürk Lisesi'nin zeki öğrencileri ya... girin bakiim şimdi içeri.

Kızılay'ın ortasındayız (ki Kızılay Ankara'nın başkentidir :D ) ama bi çok dersin kitabı ya gelmedi ya da iki kişiye bi kitap düşecek kadar geldi. Tepkimizi göstermek üzere müdür yardımcılarının ve müdürün yolunu aşındırdık. En son bizi sonuca idareyle gidemiyeceğimize ikna eden olay da şöyle oldu..
selin: hocam şöyle de böyle de özetle kitap yok ne halt yicez!
halil ibrahim hoca: kitap sanki gelmiycekmiş gibi fotokopi çektirin. ama sanki yarın elinizde olucakmış gibi ilk üniteyi çektirin.
...

jelly: oha pulpo! bu ne hız! nasıl ekrana bakmadan bu kadar hızlı mesaj yazabiliyosun?
pulpo: bu ne ki! üfleyerek de yazabiliyorum. sen bi de onu gör.
(bkz: iki haftada 5000sms bitiren zihniyet)

(yanlış hatırlamıyosam eğer bi sağlık bilgisi dersiydi. nerde ibrahim hoca orda olay)
selin: hocam kapalı alanda tecavüzün de cezası varmış. 56 lira mıydı neydi.
ibrahim hoca: tabi.
selen: ben anlamadım şimdi. bana mı veriyo o parayı yoksa devlete mi?
ismini vermeyim olay çıkartmayım dediğim öğrenci: lan o zaman ben öyle para kazanırım baya.
şeftali: jelly. al bak! senin için
jelly: (nası ya bu bu nedir ki elimdeki! julio iglesias konserine bilet mi! daha yazın yeni gelmedi miydi o adam? oha bi daha mı gelcakmiş yani) ayyy inanamıyorummmm!
şeftali: ne demek
jelly: (hala olayı idrak edemedim ya adam bana konser için bilet mi almış! ay düşüp bayılıcam. cevap da veremiyorum çok ayıp oluyo!) şeftali! ben ne desem bilemedim gerçekten çok sevindim ya mükemmel mekemmel!
şeftali: o yazınki konserin bileti jelly. hatta o bi davetiye. ben alınmayız diye gitmedim ama halamlar gitti gayet de izlemişler konseri. bileti de sana getirem bari dedim.
jelly: allah canını almaya şeftali. ne panik oldum farkında mısın! çok sağ ol yinede. gidemesek de dinliyemesek de orda bi konser oldu uzakta, o konser bizim yöremizdeydi..

-yazın sinop'a davut güloğlu geldi sonrasında da onun kadın görünce dayanamadğı haberi çıktı. bre haberciler daha önce söyliyeydiniz ya bunu. adam gördüydü beni...-

geçenlerde yalnızken beynimden geçenler: Esen edebiyatı'ı Yusuf Aras mı yazmış! A-ah ben niye hep Yusuf has Hacip yazmış diye düşünüyodum ki. İlahi jelly bi alemsin. Adam bunca yıldan sonra bir de kalkıp başbakana sunmak adına doğru edebiyat dersi nasıl işlenir, neler öğretilmelidir konulu alegorik bir eser daha mı yazıcak! Neden hala hayattaymış gibi düşünüyosun anlamıyorum.

Fresh air!
Demet Erensoy.
2008-2009 yılı 9-D.

hülya hoca- afferin kızım afferin yavrum afferin selen. sana notum yüz.
x- ama hocam kaç kere söyledik. bu sınıfta yalnızca bi selen var!
hülya hoca- e o da sen değil misin?
x- hayır ben x'im.
hülya hoca- afferin x'cim. sen çok tatlı çok güzel çok şirin bi kızsın. Allah sana bi çene vermiş gerisini koy vermiş ama neyse. sen büyüyünce kapında çok talip olcak. ağırdan sat kendini. bide yaramaz olmasan x. afferin ama yine de.

nezih hoca- bunlar temek matematik! şimdi söyleyin bana 4 vuruşluk sürenin yarısı kaçtır! SEKİZ!

Atatürk Lisesi öğrencisi zeki, atik, konuşkan 'fakat'layan, kamera görünce duramayan insan olmalıdır. Pazartesi geç kalınca vatan haini olmak gibi kötü huyları da yok değildir ama şu aşağıdaki fotoğrafa bi bakın allahaşkınıza!

Hiç yorum yok: