22 Şubat 2010 Pazartesi

Kedi İnsanı, Köpek İnsanı. Hani Bunun Lisanı?

Kadınlar garip yaratıklar. Tabi etrafımızda bu resimdekiler gibileri de dolaşmıyor. O yalnızca iç yüzü. Ha bu arada resme 3saniyeden fazla bakarsanız kedilerin lanetini üzerinize çekersiniz. Özellikle şu son günlerde her yerde tartışan, kapışan hatta yarışan kadınlar görüyorum. Özellikle 'otobüs versiyonları' pek bi eğlenceli. Boşalan yere avına yaklaşan akbaba sinsiliğinde ve sessizliğinde birbirlerinden habersiz ilerliyolar. Sonra aralarından en atak olanı orayı kapıyo. Yani binevi sandalye kapmaca. Fondan müziği de ben sokuyorum. Şöyle oynak Serdar Ortaç ritimleri ya da Atiye'den 'Salla'. Oturan oturuyor tamam ama peki ya ayakta kalan? Hırslanıyor, dişlerini sıkıyor, rakibesinin arkasından tırnaklarını çıkarıp gözlerini kısarak ölümcül bakışlar atıyor. İşte bu esnada hemcinslerimden nefret etmeye başlarken oralardan göğsünü kabartarak centilmen olduğunu ilan eden bir erkek kalkıp ayaktakine yer veriyor olay da böylece kapanıyo. O noktadan sonra kadının yüzüne bakmak için kafamı filan eğmem gerektiğinden ilgilenmiyor, arkamı dönüyorum. Ama bu olay bana erkeklerin kadınlar konusunda ne kadar kör olduklarını bir kez daha kanıtlıyor. O pis bakışlara rağmen ''Şiir miir derken beleş gazoz kapan kekeç'' gibi ödüllendiriliyor. Yaş ilerledikçe kadınlardaki 'cingar çıkarma kapasitesi'nin artış göstermesinden korkuyorum. Şimdi 40 yaşlarını yaşayan kadınlar böyleyse yeni gelen nesil ne yapacak bilemiyorum. Dünya çekilesi bi yer olmaktan çıkabilir. Küçücük küçücük çocukların birbirlerine ''Sizin bir arabanız mı var! Bizim 3 tane. Siz fakir misiniz ki?'' dediklerini duydum ya. Hepsi birer pembe renkli fırça darbesi :D. Uzun lafın kısası hayat, kadınlar, otobüs muavinleri, dolmuşçular... garip şeyler bunlar. Can dediğin bir kuş, kadın dediğin bir kedidir. Kapıverir vallahi.

Hiç yorum yok: