18 Şubat 2010 Perşembe

Gelmesin İstediğim Gelecek


Hiçbir tarafa ait olamama durumunu mf-tm sınıfları arasında -sınıfa geç kalma tehlikesi altında- gidip gelerek yaşıyorum. Hala gelecekte ne olmak istediğime karar verebilmiş değilim. Yani benim için en ideal meslek muhtemelen çikolata tadımcılığı ya da çizimle ilgili herhangi bir şey olurdu. Amma velakin hayat beni başka yollara sürükledi. Mf seçtirdi, ODTÜ hayalleri kurdurttu. Desire oldu bende destinyme dönüştü.

0-5 yaş arası dansöz olma hayalleri kurdum.
5-10 yaş arası polis ve asker olmak istedim. Hayat adil değildi, süper kahraman olarak doğamamıştım bari polis veya asker olaydım. Amacım dünyadaki tüm kötü adamları yakalamak ve barışı sağlamaktı. Hey gidi!
10-12 yaş arası mimar olacaktım, kuzenlerimle içinde hep beraber yaşayacağımız "Vahşi Güzel"deki gibi kocaman bahçeli bir ev çizip inşa edecektim.
12-13 yaşlarında bol bol Tübitak yayınlarıyla haşır neşir olmuş, genetik mühendisi olmaya karar vermiştim. Amacım kılsız kadınlar yaratmaktı. Kimse kıllı doğmayacaktı.
13-14 yaşlarında OKS'ye hazırlanıyordum, avukatlığı düşündüm. Amacım babamın yanında çalışıp yan gelip yatmaktı.
14-16 yaş arası mimar olmalıyım dedim. Güzel binalar çizerim, ODTÜ'ye giderim dedim.
17... Alternatifleri düşünmeye başladım. Üniversiteyi kazanma umudum yavaş yavaş sönerken gelecek planlarım da bulanıklaşıyor.

Jellyfayşemle beraber birkaç alternatif düşündük aslında. Mesela sermaye bulabilirsek Ankara'nın işlek bir yerinde Hacıoğlu açarak ve lahmacunları otobüs parasını tamamlayacak bir fiyata satarak hayat standartlarımızı yüksek tutabiliriz diye düşündük.

Veya yine biraz sermaye ile okulumuzun yakınlarında Adıyaman Çiğköftecisi'nin bir şubesini açarsak gayet güzel kazanırız diyorum. Nar ekşilerini ben Adana'dan getirtirim öylece tercih ediliriz. Tabii orjinal şube olacağız, tabelamız resimli tabela! Lütfen!

Veya yılbaşı yaklaştığında Kızılay'da Milli Piyango biletleri satabiliriz. Bu tabii para kazanmaktan çok eğlenmeye ve vakit geçirmeye yönelik. İnsanları gaza getirme yeteneğimizi geliştirebilir ve kendi uydurduğumuz şehir efsanelerini yayabiliriz.

Veya minik ve kırmızı duvarlı küçük bir pastahane açarız. Gelenimiz gidenimiz olur. Güzel müziklerimiz olur. Hoş olur.

Ben belki makyaj yaparak para kazanabilirim. "Goldfish" adlı ir kalem çekme yöntemi üzerinde çalışıyorum. Çok talep var. S.B. kızları! İlk kalem çekmeleriniz bedava! Gelin ve deneyin.

Kaş dizaynı da yapılıyormuş. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama bir kaş havada kalacak şekilde alınırsa Vivien Leigh gibi seksi bakışlar elde edilebilir sanki.

İşte böyle kafamda fikirler uçuşurken ders çalışıyorum. Bakalım gelecek bize ne getirecek? Şöyle başarılı bir mimar olup Jellyfayşemi hukuk bürosundan alıp Tatarfish'le Hyena'nın konserine gitsek ve ardından Britfishlerde yatıya kalsak hayat mükemmel olur sanırım. Hmm. Britfish..

2 yorum:

jellyfish dedi ki...

Bu hayallerimiz beni benden alıyor... Bence çocukken istediğimiz meslekler aynı olduğuna göre listeye dansözlüğü de ekliyebilirz :) Belki de şey olmalıyız 'narekşisi en çok ne ile gider tadımcısı'. geçen facebook'ta bi resmin altında okudum ve 'herbokolog' da hoşuma gitti. Etraf alternatif kaynıyo Goldi! Bi fakülteyi kim neylesin :D

goldfish dedi ki...

'herbokolog' işte yıllardır aradığım sorunun cevabı! Oku okuma ne fark eder? Ezgi Kafe'nin müdavimlerinden birinin de söylediği gibi "Okumuş okumamış herkes Ezgi'de. Okuyupta n'edeceeniz?"