30 Ocak 2010 Cumartesi

Bir Psikolog Olarak Babaannem

Mutfakta bir kasenin içinde durmakta olan meyveler ayaklanıp yanınıza gelemeyeceğine göre biri onları alıp getirmelidir. İşte psikolog babaanne burada devreye girer. Kendisi insanın düşüncelerini uzun yıllar önce yalayıp yutmuş, üzerine tencereler dolusu sarma sarmış, Freud'un alnını karışlamış, bütün bunlarla yetin(e)meyip Pavlov'un köpeğinin önüne et atmak kendisine de "limon" demek koşuluyla ağızlarını sulandırmış bir insan olduğundan kurbanın/hastanın zihnini kontrol altına almak için seri darbelerle saldırır. Ortamda bıçakla kesilebilecek kadar bariz gerginliği böyle aşar ve fıldır fıldır dönen gözlere dahası "biri kalksa da getirse" düşüncelerine aldırmaksızın gözüne kestirdiği kurbanını(denek demeyi uygun görüyoruz) dilin harekete geçirme işlevinin de etkisiyle tek bir cümleyle yerle bir eder "xxx(buraya isminizi yazınız), akıllı bir kız/oğlan/çocuk(uygun seçeneği işaretleyiniz) olsan şimdi kalkar gider alır getirirdin o meyveleri"... Afallamış kurban sağa sola bakınır ama insanlar kurban seçilenin kendileri olmadığı için gülümsemektedirler. Çaresiz kurban sonucun kaçınılmazlığını anladığında durumdan zevk almaya çalışır, başını öne eğer ve mutfağa doğru yola koyulur.

Bu insanın oğlunun da anlık bir gazla Wipeout'a boynuna doladığı yılanlı resimleriyle kayıt yaptırdığına dair bir şehir efsanesi de vardır ama bilemiyoruz işin aslı nedir

Hiç yorum yok: