4 Ocak 2010 Pazartesi

Hayata 7 Günlüğüne Ara Veriyoruz


Merhaba SUnshine Believer! Etrafa bakmaktan yorulmuş bir çift göz, sahibine yük olmuş bir kafa ve işe yaramakla donmak arasında kararsız kalmış parmaklarımla bilgisayarın öteki ekranından bakıyorum buraya. (Buraya? Burası neresi?) Önümüzde kritik 2 hafta var. SINAV HAFTASI!!!. Toplamda 7 iş gününden oluşan ve insan doğasını gerçek anlamda sınayan hafta sebebiyle belki bu güzelim blogda yazı göremeyebilirsiniz. Sizin "ah nerede bu hayvanatlar? Haydi ama yazı istiyorum" diye sayıkladığınız günler



  • Tatarfish duvar kenarına kopya yazıyor

  • Goldfish yani ben hangi derse çalışmaya karar vermeye çalışıyor

  • Jellyfish geometride yardımcı doğrular çiziyor

  • Britfish Britney Spears dinliyor

  • Hyena zihnini kaydırıyor

  • Rmtrn bir tmci olarak boş zaman sıçıyor olacak.

Bizim lisemizde okuyorsanız hayat işlek bir Kumrular'da karşıdan karşıya geçmeye çalışmak gibidir. Bakarsınız dolmuşlar azalıverir tam "ahanda kurtuluyorum" dediğiniz anda önünüze bir taksi çıkar. Dakikalarca trafiğin yavaşlamasını beklersiniz, yavaşlar gibi olur tam siz karşıya geçmeye karar verdiğinizde trafik yeniden coşar ve siz o köşedeki taksi durağındaki amcalarımızın garip bakışları eşliğinde 1 ileri 2 geri çiş dansına benzeyen (!) bir şekilde karşı tarafa geçmeye çalışırsınız. O çok övünülen Atatürk Lisesi öğrenciliği de böyledir dostlarım. Trafik hep yoğundur. Normal insanlar gibi 7 değil 8 saat derse gireriz. Dayarlar her güne 2şer -bazen 3er- sınavı, haydiii yap yapabiliyosan. Tam "Sonunda bebeyimm! Bitti yazılılar, biraz kafamızı dinleyebiliriz" denilen anda aha! ingilizceciler dayarlar hikaye quizlerini, diğer hocalar yıkarlar başımıza yazılı haftası diye veremedikleri ödevleri... Kıvranaa kıvrana ayaklarımız 1 ileri 2 geri her sabah geliriz okula. "Oha inanamıyorum, 2 hafta sınavımız yok mu şimdi? Of çok mutluyum.!" veya "Bugün ilk 2 saat sınav yapılmayacak bir güne uyandım, bundandır neşem." gibi akli dengenin yitirildiğinin sinyalini veren cümleler kurulabilir.



Üniversiteyi kazanacağıma inanırdım birkaç yıl önce. Artık görüyorum ekmek aslanın ağzında değil, midesinde de değil, ekmeğin aslanla alakası yok. Çünkü biz MFciyiz, işimiz fenle bilimle ve bu yüzden ekmek hadron çarpştırıcısının içinde.



Tüm hayvanat insanlarına, Sunshine Believerlara ve okulumuzun zavallı öğrencilerine (en çokta AFS ile ile gelen 2 kişiye acıyorum. Eminim ülkelerine döndüklerinde "olm Türkiye'de öğrencilerin beyinlerini patlatıyolarmış" diye anlatırlar. Ya da anlatmazlar ne biliyim.) sınavlarda başarılar diliyorum. Allah hepimize sabır versin.

Hiç yorum yok: