29 Ocak 2010 Cuma

Herkese Bir Halley, Banaysa Bi Harley


Geçen gün eski ilkokulumun yanından geçerken 'Gülpembe' ile çalan tenefüs zilini duydum. Ve hayata küstüm resmen. Ya hiç tenefüs kadar mutluluk verecek bir olayın haberi o şarkıyla verilir mi? Okul yöneticileri çıldırmış olmalı. Derse giriş için cenaze marşı bile uygun düşer ama tenefüs bu lekeli damgayı (?) yemeyi hak etmiyor. Bende durdum düşündüm düşündüm ve 'Neden bloga nutella reklamı hakkında bir şey yazmıyorum ki?' dedim.


Efendim gün geçmiyor ki televizyonlarda abuk subuk reklamlar görmeyelim. Yok efendim konuşan ayçiçekleri, intihara kalkışan plazmalar... Uçan ineklere ve 'sütü seven nesiller'e girmiyorum bile. Ama nutella reklamı affedilmez bi hata. Bu kadar seveni olan bi madde bence bu kadar kötü bi reklamı hak etmez. Ona madde diyorum çünkü o maddenin herhangi halinden özelliklede 'şokella' halinden çok daha kutsal bişey. İsterseniz reklamın saçmalıklarını bir bir inceliyelim.

Sabah kahvaltı masasında yalnızca iki çocuk oturmaktadır. Anne nerdedir? Evdeki o diğer büyük kız neyin nesidir? Bakıcıysa neden ekmeklere nutellayı o sürmez, ablaysa neden evdeki varlığı bir sivrisinek kadar bile olsa dikkat çekmez?
Küçük kız o daha altından bezi alınmamış evin reisi için nutellayı sürer.
çocuk: bunu nasıl yapıyosun? ıımm ım.
kız: nutellanın gizli bi tarifi var
dışardan giren olayla alakası olmayan aşçı amca: kakao, kavrulmuş Türk fındıkları ve bilmem kaç yıllık tecrübe....
Burda araya girmek istiyorum. Madem gizli bi tarif var bre adam neden kızın lafını bölüp sahne çalış tarifi açığa veriyosun? Ahanda çaldım tarifinizi bundan sonra eşsiz değilsiniz. Bide bence işin aslı kullanılan fındıkta ya da kakaoda değil. Marifet adamın yaladığı o tahta kaşıkla koca bi kazan nutella karıştırmasında. Yoksa bildiğimiz kakao ve fındık birleşip onu yaratamaz. Yani sonuçta BİM'in şokellasında da muhakkak aynı malzemeleri kullanıyolar. O şapkalı amcanın tükürüğündeki öz, nutellayı nutella yapan temel etmendir. Bilgilerinize arz ederim.

Sonra kapı çalar. Kim olduğuna karar veremediğimiz kızcağız yüzünde kocaman bir gülümsemeyle kapıyı açar. (bkz: televizyonda 5 saniye bile olsa gözükmenin verdiği mutluluk)
çocuk: annniiee!! unutmamışsın!
anne: nutellayı nasıl unutabilirm?
aşçı amca: nutella.. hayır diyemiyceğiniz tek lezzet..

Yok. Ben ananemin yemeklerine ve Hyena'nın babannesinin dolmasına da hayır diyemem. Bu kadar iddialı da olmayın övdük göklere çıkardık amma. Vestel gibi olun. O da Vesten miydi tam hatırlamıyorum ama ''Biz daha iyisini yapana kadar en iyisi bu''. Kebap. Hayatımda duyduğum en mantıklı reklam sloganı. Bide Arow'un mallığı var ''Tek benzeri öteki teki.'' ''Hıh b*k'' deme isteği yaratmıyo mu sizin de içinizde? Konuma geri dönecek olursam nutella reklamındaki annenin geceleyin pis işler yaptığı konusunda elimde kesin kanıtlar var. O mavi gözlerine melek yüzüne aldanmamalı. Ama nutellayı unutmamış olması da ayrı bir artısıdır.

Televizyondan çok etkileniyorum sanırım. Geçen gün Lobo benim tam bir 'reklamkolik' olduğum gerçeğini yüzüme vurdu... Burdan yeri gelmişken ona da sevgilerimi ve kokulu öpücüklerimi de yollarım :). Nutella reklamı da tıpkı uçan inekler gibi beni etkilemiş, hayatıma sızmıştır. Sözlerimi hayatımdan bir kesit sunarak bitirmek isterim...

ananem: şu dolapta nutella vardı. yemiyosunuz unutuyosunuz bak onu.
jelly: nutellayı nasıl unutabilirim? bitti bile o ama hala o dolapta duruyo. evet kavonozlar bitse bile anne/ananne ordan çıkarana kadar dolapta kalmaya mahkumdur. ezme kavanozuna da bi bakıver gülüm...

1 yorum:

hyena dedi ki...

Kavanoz büyük değil adam küçük.