13 Temmuz 2009 Pazartesi

Mevsimler






Yağmurun nemlendirdiği, diğer günler için teselli eden bu serin yaz gecesinde mevsimlerle ilgili yazacağım. Ne güzel ki 4 mevsimi yaşayabildiğimiz bi yerdeyiz. Ah bir de Ankara'da deniz olsa görün siz neler çıkıyor bu romantik bünyeden.!

  • Yaz mevsimi her zaman aramadığım bir arkadaşım gibi. Hafiflik duygusu, bilincini yitirecek kadar boş zamanın olması, istediğin gibi tiril tiril giyinebilme özgürlüğü, dondurma çeşitleri vs. Herşey çok güzel ama bir de yazın güneşi, sıcağı, sürekli öz bakım gerektirmesi (kızlar anladı bunu), zaman fazlalığı gibi kötü yönleri de var. Tatile gitmek en güzeli. Tüm sene kafayı yemeden dayanabilmemin sebebi sene sonunda tatilin olması, tüm bu dertlerin birkaç ay sonra biteceğini bilmek. Her ne kadar yazın boş zaman ve hafif giysilerden dolayı bir rahatlık ve boşluk hissi yaratsada; güneş ve sıcakla o rahatlığı nötrleyen bir ağırlığı var.

  • Sonbahar okulların açıldığı, senenin başladığı güzel mevsim. Genelde her şey yeni başladığından nasıl geçtiğini anlayamam. Yolda yürürken yaprakları ezip o hışırtıyla neşelenmek en güzel tarafı. Yazın yemyeşil, kışın bomboş olan o ağaçlık alanların sarının ve kahverenginin tonlarıyla doğal bir sepia görüntüsüne kavuşması mutluluk ve hayranlık uyandırıyor bende. Hayranlık tabii ki tanrının hayalgücüne ve yeteneğine.

  • İlkbahar. Aaahh ilkbahar. Hayvan olduğumuzu ilkbaharda anlıyorum. Neden? İnsan olan bütün o senenin yorgunluğuyla hayattan bıkar değil mi? Dönem ödevi tarihleri yaklaşmıştır, son sınavlar verilmek üzeredir, etekler tutuşmuştur vs. Ama biz hayvanız ki hormonlarımız, beyin kimyasallarımız güneşin etkisiyle coşuyor ve o muhteşem canlanma hissiyle bütün günler bayram oluyor. Hoşlandığım insanlar daha bir yakışıklı, arkadaşlarım daha bir sevgi dolu geliyor gözüme. Dünya canlanıyor. En güzeli de yolda yürürken o muhteşem pembe-beyaz çiçeklerle bezenmiş ağaçları izlemek. Evet bir romantik olup çıktım ama ağaçlarla beraber benim ruh halim tamamen değişiyor. İlkbaharda ise güneşin enerjisiyle yeniden doğuyorum.

  • Kış mevsimi favorim. Depresyon hırkasına sarınıp müzik, kitap ve derslerle yaşamak güzel. Kapalı havanın, kapalı ortamlarda bulunmanın ve durgunluğun oluşturduğu saklanma hissini seviyorum. O saklanma hissine muhtacım. Bir yaz günü oturmuş bu yazıyı yazarken bile inzivaya çekilme günlerini istiyorum. Sevdiğim, bütünleştiğim yeşil montuma sarınarak, kocaman botlarımla uzun uzun yürümeyi seviyorum. Üşümeyi seviyorum. Ne zaman soğuk bir rüzgar yanağıma dokunup gitse her şey çok daha güzel, çok daha gerçek geliyor. Çünkü o soğukluk zihnimi açık tutuyor.

Hiç yorum yok: