5 Ağustos 2009 Çarşamba

MGMT adı altında deliren ikili (Hyena y Musica 5)


Genç bir grubun ilk albümde tanınması bile zor olan birşey ama küçük mekanlarda çalarken birinin sizin mükemmel müziğinizi keşfetmesi ve insanara anlatması sizi ne kadar tanınan bir sanatçıya dönüştürebilir? MGMT(The Management eski adı tabii) için bu durum şöyle gerçekleşiyor, bizim iki kafadar synthli, flütlü, davullu, zurnalı saykedelik müziklerini icra ederken NME gibi müzik otoritelerince pek sevilince(NME'nin huyu bu her sene birini tepemize çıkarıyor.) bir anda kendilerini Radiohead'le turlarken bulurlar.Zaten MGMT'nin 'Time to Pretend'de de belirttilkleri 'hızlı yaşa, genç öl' felsefesine aykırı bir şekilde 40 yaşında keşfedilmeleri olmazdı(tam parantezlik oldu bu ama neyse). Artık ünlü olunmuştur turneler, hit singlelar, gayet güzel hazırlanmış videolar birbirlerini kovalar. MGMT ikonlaşmaya da bu noktada başlar işte. Sizde bir gün kalkıp elektronik soslu pop-rock müzik yapmaya başlarsanız ve iki kişiyseniz %95 ihtimalle MGMT'nin izinden gitmekte olduğunuz yazılıp çizilecek(Empire of the Sun bunun en iyi örneği). MGMT çocuklarımızın bile dinleyeceği o büyük gruplardan biri olma niteliği taşıyor. Depresyondan çıkarıp hop hop zıplama isteği uyandıran şarkıları yazın plajlarda Demet Akalın'ın 'Tozpembe'si ve 'Serdar Ortaç'ın 'Bili Ciğn(cover)'ıyla kombine edilip abaza halkımız kız(veya oğlan.Evet dişi abazalarda bol.) keserken bir nevi soundtrack moduna bürünebilir. Ha ben illa depresif takılıcam diyorsanız yaz günü gidin 'Joy Division' dinleyin hüzünlenin. Şimdi videosuz olmaz MGMT'nin videoları da pek saykedelik pak karmaşık pek hoş. Alın size çıkış parçası 'Time to Pretend' ve benim kişisel favorim 'Kids'. Justice'in gözünün korkması dileğile.

Hiç yorum yok: