12 Aralık 2009 Cumartesi

Osmanlı Dönemi Fıkraları


Duyduğuma göre çok eski bir fıkra. Hangi olay üzerine yazılmıştır bilemem. Belki istibdad dönemi. Orijinal olduğunu sanıyorum:


"Padişahın biri seyyar satıcıları yasaklar. Fakat bazıları bu kararı duymadığından işine devam eder. Bir gün erikçinin biri sarayın önünden geçerken muhafızlar onu yakalar ve padişahın önüne getirir:

-Çabuk bunun eriklerini tıkın kıçına!


Muhafızlar erikleri adamın kıçına tıktıkça adam güler.

Muhafızlar:

-Ne gülüyorsun, canın yanmıyor mu?

Erikçi:

-Ona gülmüyorum arkadan gelen karpuzcuya gülüyorum.."


Biraz müstehcen belki. Ama komik.Yazmadan edemedim :)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

bkz. erikçinin eşcinsel olma ihtimali

o değil de 2-3 şey buldum bu fıkra ile ilgili,

1) olayın gerçekleştiği zamanın istibdat dönemi olması zor, netekim istibdat dönemi çoktan hukuk kurallarının yaygınlaştığı, yani padişahın "tiz vurun kellesini" diyerek istediğine istediğini yapamadığı bir dönem. öyle kafasına göre seyyar satıcılığı yasaklayamıyor sevgili 2. abdülhamit. yasaklasa bile bunun cezası belli (ve eminim götüne bişeyler sokmak değildir) mahkemesi belli.

2) erik baharda olur, karpuz yazın. ikisinin aynı vakitte bulunabilmesi ihtimaller dahilinde olsa bile 100-150 yıl öncesinden bahsediyoruz, acaba seracılık gibi tarım teknikleri bu kadar gelişmiş midir o zamanlar?

3) (bkz. yıldız sarayının önüne tezgah açan erikçi)

hele ki kendisine suikast düzenlenmesinden o kadar korkan 2. abdülhamit döneminde. hadi canım.

(dandik bi fıkrayı niye bu kadar inceleme gereği duydum tabi, onu sorgulamamanız dileklerimle:)