5 Aralık 2009 Cumartesi

Yağmurlu Bir Sabaha Uyanmak


O sıcacık yatağınızda kendiliğinizden uyandığınızı düşünün. Göz kapaklarınız ağır ağır kalkarken o hafta sonu sabahının sessiz huzurunu yaşadığınızı. İç dünyanıza girip zihninizdeki her şeyi birden bire aydınlatan günışığını... Gözlerini ovuşturduktan sonra başınızı pencereye doğru döndürdünüz ve bir de gördünüz ki yağmur yağıyor. Ne çok hızlı ne çok yavaş, sanırım çiseleme dedikleri bu olsa gerek diye düşünüyorsunuz. Sonra kalkıp uzun, yün hırkanızı üstünüze geçirip kendinize kahve yapmaya gidiyosunuz. Ve o güzel sabahın keyfini pencerenin önünde teknolojiden ve dolayısıyla insanlardan uzak bir şekilde çıkarıyosunuz. Fondan Keane-Bedshaped giriyo o bitiyo başka Keane'ler başlıyo. Huzur ve keder doluyosunuz....

Hayaller hiçbir zaman gerçek olamıyormuş ya (bunu bu hafta öğrendim) bu da sonuçta bi hayalden ibaret. Gerçek hayata dönecek olursak. Bi gece önce geç yatmışım msn'den gözümü çekip yatağa gitmişim, sabah yatak keyfi yapmaya çalışıyorum birden annanem başıma dikiliyo 'Kalk hadi melike bak patates....' sonunu duymadan dönüp o tatlı uykuya devam etmeye çalışıyorum ki bi daha geliyor 'Melike senin bu gitar kursu...' o an ne duyduysam cevap verdim. İç dünyamı, dertlerimi ya da anılarımı dahi dökmüş olabilirm. Sonra içeri girip uyanmam için perdeyi kadırdılar. Sanki bütün aile bireylerinin bi 5 cm'lik katkısı var. Hissediyorum. O gözümün içine girip birden beynimi berraklaştıran ışınlar bana eyvah geç kalıyosun çık giyin hazırlan diye düşündürürken birden bire bütün yaşanmışlıklarımın yüzlerini teker teker keskin bi şekilde gösterdiklerini hissettim. 'Elli İlk Öpücük'teki gibi sanki normal insan hayatı da. Gece boyunca rüyamızda bilincimizle debelenip duruyoruz fakat olaylar eski netliğini kaybediyor. Bu yüzden üzülen beden uyumak ve o acı netliği unutmak istiyo sanırım. Gözümüzü açtığımız anda her şey yerine geri geliyo ve birden kalbinize saplanan okla uyanmış oluyosunuz. (bunu yapmaya hafta sonu sabahları fırsat buluyorum ben yalnızca. Hafta içi genelde kalk giyin ye çık geç kalma vatan hayini olma ilkelerine dayanıyor düzenim.)(bkz: uyanır uyanmaz akla nedim namdarın gelmesi)(bkz: AAL öğrencilerinin ortak noktası) Bu sabah uyandım böyle aile baskısıyla i baktım ki hava kötü. Abbov dedim zaten gitmek istemiyorum ne dershaneye ne biyere şeytan diyo koy kafayı yat. İçeri giren çıkanla ilgilenme. Annem ayağımdan tutup beni yatak dışına atana kadar ilgilenme.. Ama ilgilenmek zorunda kaldım kalktım kahvaltı yapacaktım bi gittim mutfağa tamam her şey hazır güzel ama televizyon bozuk. Radyo açılmış. Arabesk fm filan olsa gerek. Sen Keane ilen Muse ilen kahvaltı yapmayı hayal et sonra da sanki meyhanede kahvaltı yapmışın gibi hisset.. Olacak iş mi. İşte bir haftasonu sabahım. Hepinize afiyet olsun. (böyle anlamsız cümlelerle bitirmeyi de seviyorum :) )

5 yorum:

Kentarro dedi ki...

hayal ederek zamanı geçirmek gayet güzel. hep hayal edelim hep hayal edelim hep hayal edelim :)

Adsız dedi ki...

dream, until your dreams come true. aerosmith sevgimi de böyle koyarım ortaya.

eh tahmin et artık bi zahmet.

goldfish dedi ki...

hayalperest balık burcunun en yakın arkadaşı hyalperest yengeç burcu kadınının hisleri de kuvvetli oluyormuş. hayal etmek güzel tabi ama benim gibi olmayın. jellyfish gibi olun.

hyena dedi ki...

Bunu okuduktan sonra benim bile bu sabah kalkıp dershaneye gidesim gelmemişken Jelly'i görmemek zerre şaşırtmadı. Şimdi işin yoksa yarın kalkıp sınava git.

jellyfish dedi ki...

Dershane mi? Sınav mı? O da ne! A hiç duymadım.... :) Uyumak ne güzel ne güzel.